Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkan Vekili Zeki Sayar, yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle vatandaşlardan gelen yoğun sorular üzerine Din İşleri Yüksek Kurulunun verdiği fetva doğrultusunda, Ramazan ayı ve oruç ibadetine dair açıklamalarda bulundu.

TRT Haber canlı yayınında yaklaşan Ramazan ayı ve oruç ibadetiyle ilgi merak edilen soruları yanıtlayan Sayar, Ramazan ayının İslam dininde önemli bir yere sahip olduğunu belirterek şunları kaydetti:

“Ramazan ayının dini hayatımızda çok önemli yeri var. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim bu ayda insanlığa inmeye başlamış, yine İslam’ın beş temel esasından biri olan oruç ibadeti bu ayda ifa edilmekte ve bin aydan daha kıymetli olan Kadir Gecesi bu ayda bulunmaktadır. Dolayısıyla Ramazan bizim dini hayatımızda önemli bir zaman dilimi. İbadetlerin nasıl yapılacağı, hangi zamanda yapılacağı da Cenabı Hakk tarafından vahiyle bildirilmiştir. Kur’an-ı Kerim’de Bakara Suresi 183 ve devam eden ayetlerde Cenabı Hakk; ‘Kim Ramazan ayına ulaşırsa o ayda oruç tutsun ama kim de hasta olur veya yolculukta bulunursa Ramazanın dışında Ramazan ayında tutamadığı günlerin oruçlarını kaza etsin.’ buyurmaktadır.”

Koronavirüs salgını nedeniyle vatandaşların zihinlerinde bir takım sorular oluştuğuna dikkati çeken Din İşleri Yüksek Kurulu Başkan Vekili Sayar, İslam dininin bütün emirlerinin, kişilerin güçleri nispetinde olduğunu vurguladı.

Sayar sözlerini şöyle sürdürdü:

“İslam’ın bütün emirleri kişilerin güçleri nispetindedir. Yüce Allah kullarına gücünün üzerindeki yükleri yüklemez. Bilim insanları, uzmanlar, sağlıklı insanların oruç ibadetinin Covid-19 salgın hastalığının yayılmasında bir risk oluşturmadığını ifade ettikleri gibi, bağışıklık sistemi üzerinde oruç ibadetinin olumsuz bir etki yaptığına dair herhangi bir bilimsel kanıt da bulunmuyor. Bilakis oruç ibadetinin, insanın bağışıklık sisteminde olumlu etkilerinin bulunduğu, hem bilim insanları hem de bu konuda yayınlanmış bilimsel makalelerce ortaya konulmaktadır.

Kimler oruç tutar, kimler tutamaz?

“Rabbimiz insanlara gücünün yettiği şeyleri yüklemiştir. Bu bakımdan oruç tutmamayı mübah kılan bir takım mazaretler, özürler vardır. Bunlardan birisi üzerinde hakikaten bütün dünyanın karşı karşıya bulunduğu Covid-19 hastalığına yakalanmış ve tedavisi devam eden ve tedavi sürecinde bizzat doktoru oruç tutmasını uygun bulmadığı kişiler. Yine bu salgın hastalığa yakalanmış ve oruç tutması durumunda hastalığının daha ağır geçeceği bizzat uzman doktorlar tarafından ifade edilen kişiler. İleri derecede yaşlı olan vatandaşlarımız. Kronik hastalığı bulunan hastalar. Hamile ve emzikli hanımlar.

Covid-19 sebebi ile başkalarını tedavi eden sağlıkçılarımız eğer tuttukları zaman hem kendi sağlıkları zarar görecek hem de işlerini yapma konusunda zorluk çekeceklerse, bunlar ve buna benzer ağır işlerde çalışanlara dinimiz bir ruhsat olarak kolaylık getirmiştir.

Bu durumda olan kardeşlerimiz Ramazan ayında tutmaları gereken oruçlarını erteleyebilirler. Yani Ramazanın dışında bütün bu mazeretlerden kurtulduktan sonra oruçlarını kaza ederler.

Hastalıklarının iyileşme ümidi olmayan, oruç tutma güçlerini kaybetmiş olan kardeşlerimize de yine dinimiz kolaylık getiriyor. Ramazanın dışında veya Ramazan ayında iyileşme imkânı olmayan kronik hastalar, tutamadığı her günün karşılığında bir fitre miktarı ki Din İşleri Yüksek Kurulu 2020 Ramazan ayı için 27 lira olarak ortaya koydu, 27 lira fitre miktarını fidye olarak tutamadığı günler karşılığında fakirlere verirler.

İslam samimiyet dinidir. Bu söylediğim mazeretleri olan kardeşlerimiz mutlaka ehline sorarak, uzmanların verdiği bilgiler çerçevesinde hareket etmeliler.”

Editör: Mehmet Çalışkan