Bakan Koca, "Türkiye genelinde yatak doluluk oranımız şu an yüzde 52, yoğun bakım doluluk oranımız yüzde 67, solunum cihazı doluluk oranımız ise yüzde 32. Aldığımız tedbirlerden öncelikli hedefimiz hasta sayısının artışını durdurmaktır." dedi.

Bu yıl dünyada grip aşısına talebin daha fazla olduğunu belirten Koca, şöyle konuştu:

"Ülkemizde bu anlamda geçen yıl talep ettiğimiz aşıdan daha fazlasını tedarik etmek üzere yoğun bir çaba içerisindeyiz. Zannediyorum geçen yılların 2 veya 3, hatta 4 katı oranında bu tedariği sağlama noktasında bir sonuç elde etmiş olacağız."

Sağlık Bakanı Koca, "Hem Pfizer, hem Çin Sinovac, hem Rusya'nın aşılarının yıl bitmeden de piyasaya verileceği kanaati taşıyorum. Bununla ilgili de ayrıca bağlantılarımızın, iş birliğimizin olduğunu da söylemek istiyorum." diye konuştu.

Koca: "İstanbul'da toplam 2 bin 16 yatak olan 2 pandemi hastanesini bu süreçte açtık. İstanbul'da şu an ilave pandemi hastanesine ihtiyacımızın olmadığını söyleyebilirim." dedi.

Bakan Koca, "Salgının olduğu bu dönemde 83 milyon herkes tedbirlere uyma zorunluluğu hissediyor olmalı." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'de 13 aşı çalışması bulunduğuna işaret eden Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu aşı çalışmaları Faz 1 çalışmasına kadar gelmiş oldu ama Faz 1 çalışması da başlamadı. Zannediyorum önümüzdeki haftalar Faz 1 çalışması başlayabilir ama aşının ortaya çıkması sanırım 2021'in başlarında olur, yani muhtemelen nisan, mayıs veya haziran ayında olabilir."

- Heybeliada’daki arsanın mülkiyeti bize ait değil

Pandemi gündemiyle ilgili açıklamaların ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Heybeliada’da Diyanet’e tahsis edilen arsa hakkında şu ifadeleri kullandı:

Heybeliada’daki arsayla ilgili durum kısaca şöyle:

Biliyorsunuz 2005 yılına kadar hastane olarak kullanılan bir yerdi. 2005 yılından sonra hastane olarak kullanımı yani tüberküloz amaçlı, artık tüberküloz hastalarının oraya gönderilmesiyle ilgili bir ihtiyaç ortadan kalkmıştı. O dönemde hastane olarak kullanımının devam etmemesine karar verildiğini biliyoruz. 2005 yılından buyana yani 15 yıllık zaman diliminde bu binalar kullanılmıyor. Dolayısıyla kullanılabilir durumda da değil. Bu dönemde pandemi hastanesi için gündeme geldi. Biliyorsunuz İstanbul’da iki tane 1008’den oluşan toplam 2016 yatak olan iki tane pandemi hastanesi açmış olduk bu süreçte. Dolayısıyla İstanbul’da şu an ilave pandemi hastanesine ihtiyacımız olmadığını söyleyebilirim bu hastanelerden sonra. Bu arsanın, yerin mülkiyeti bize ait değil, Sağlık Bakanlığına ait değil Milli Emlak’a ait. İki yıldan fazla zaman önce Milli Emlak tarafından Diyanet İşleri Başkanlığımıza tahsis edildiğini biliyoruz. Tahsisler bir amaçla yapılır biliyorsunuz. Bizim şu anda pandemi hastanesine ihtiyacımız yok. Ama bu iki yıllık zaman diliminde Diyanet İşleri Başkanlığımızın orada herhangi bir yatırım yapmadığını, bir inşaat faaliyetinin olmadığını biliyoruz. Eğer bu süreçte tahsis edilen amaç doğrultusunda Diyanet İşleri Başkanlığı, değerlendirmeme noktasında bir irade beyanında bulunursa biz de bu süreçte pandemi hastanesine ihtiyacımızın olmadığını söylüyoruz ama buna rağmen böyle bir irade ortaya konulursa sağlık amaçlı değerlendirmeyi gündemimize alabileceğimizi söylemek istiyorum.

Editör: Mehmet Çalışkan