Eli boş gidilmez, gidilen yere,

Rabbim boş gelmedim ben, suç getirdim.

Dağlar çekemezken o ağır yükü,

İki kat sırtımla pek güç getirdim.


Pişmanlıklar yaşarız, ah-u vah ettiğimiz olur, keşke dediğimiz…

Keşke olmasaydı…

Keşke söylemeseydim…

Keşke yapmasaydım…

Yaptığımız hatadan, söylediğimiz yanlış sözden ders çıkartıp düzelir ve düzeltirsek keşkeler anlamlı olur…

Keşkenin anlamsız olduğu fayda vermediği zamanlar da olur ve olacaktır.

Ölüm meleği başımızda belirince: “ Beni geriye gönder… Geride bıraktığım hayatımda salih ameller işlerim belki” (Mü’minün, 99-100) dediğimiz an keşkenin faydası olmaz

Kıyametin kopmasıyla, haktan sapmış kişinin ellerini ısırarak; “ keşke peygamberle birlikte aynı yolda olaydım! Keşke filancayı kendime dost edinmeseydim” (Furkan, 27-28) demesinin bir faydası olmaz.

Cehennem uğultuyla kaynayıp öfkesinden çatlayacakmış bir hale gelmişken; “Keşke bize gelen uyarıcıyı dinleseydik, aklımızı kullansaydık. Şimdi bu alevli cehennemin mahkumları arasında olmazdık” (Mülk, 7-10) pişmanlığının bir faydası olmaz.

Ruh ve meleklerin saf saf durup, Rahman’ın izin verdiklerinden başkasının konuşamayacağı; konuşanın da doğruyu söyleyeceği günde:  Keşke toprak olsaydım” (Nebe, 38-40) cümlesindeki keşkenin bir faydası olmaz.

“Her ölen pişman olur” diye buyurur Hz. Peygamber (s.a.v). Pişmanlığı nedir, nedendir ya Resulallah? şeklindeki soruya da; “İnkarcıysa neden inkarından vazgeçip iman etmedi diye; müminse de, neden daha çok salih amel işlemedi diye!” cevap verir.

Pişmanlığı azaltmak…

Keşkeleri azaltmak…

“La ilahe illallah” diye haykırıp iman ettikten sonra içini salih amel ve güzel ahlakla doldurmakla olur.

Yani

İyi Müslüman olmak…

İyi insan olmak…