Kayseri İl Müftülüğünce “Kudüs’ü Anlamak” konulu konferans düzenlendi.

Konferansta konuşan İl Müftüsü Prof. Dr. Şahin Güven, Peygamberimizin (s.a.s.) Medine’ye hicret ettikten sonra 16-17 ay boyunca Mescid-i Aksa’ya yönelerek namaz kıldığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yahudiler bir taraftan ‘bizim kıblemize dönerek namaz kılıyor’ diyerek gurur ve kibir içerisindelerdi, diğer taraftan da ‘bizim dinimize tabi olmuyor’ diyerek kin ve düşmanlık içerisindelerdi. Bundan Peygamberimiz çok rahatsız olduğu için sürekli gözlerini yukarıya dikiyor, ‘Cebrail ne zaman gelecek de bu kıblenin değişimini bana bildirecek’ diye bekleyiş içerisindeydi. Ve şöyle bir ayet geldi: 'Ey Peygamber! Sürekli olarak senin yüzünü yücelere, yükseklere ve semalara diktiğini görüyoruz. Senin razı olacağın kıbleye seni yönlendireceğiz. Şu andan itibaren yönünü Kâbe’ye dönerek namaz kıl!’ Demek ki Mescid-i Aksa bizim ilk kıblemiz. Yeryüzünde Allah’a ibadet maksadıyla inşa edilen ikinci mabedimizdir. Aynı zamanda üçüncü mescidimizdir, yani üç mescitten bir tanesidir.

Peygamberimizin (s.a.s.) ‘Aylar boyunca yolculuk yapılarak sadece iki rekât namaz kılmak için yola çıkılsa ve bu zorluklara katlanılsa hak ederdi, değerdi’ dediği mescitler; Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevi ve Mescid-i Aksa’dır. Bizler Peygamberimizin bu ifadelerinden şunu anlamalıyız: Mekke ve Medine’ye nasıl gidiyorsak Kudüs’e de gitmeliyiz. Diğer taraftan Peygamberimizin (s.a.s.) hanımlarından birisi Peygamberimize ‘Hangi mescitte namaz kılmak efdaldir’ diye soruduğu zaman Efendimiz Mescid-i Aksa’yı da anıyor. ‘Oraya gidemezsek ne yapalım Ya Resulallah’ diye soruyorlar. Efendimiz (s.a.s.) ise 'Oranın kandillerinin yanması için zeytinyağı gönderin.' diyor. Oranın kandillerinin sönmemesi için dünyanın dört bir tarafındaki Müslümanlar yardım etmelidir. Bu bilinçle hareket etmeliyiz.

Kudüs’te yaşayan 400 bin Filistinli orayı sadece kendi adlarına korumuyor, bizim adımıza da koruyor. Aynı şekilde Filistin’in değişik kentlerinde ikamet eden, onca zorluğa ve sıkıntıya rağmen birkaç yüz metre ilerideki akrabasına, babasına, annesine, amcasına, teyzesine, kardeşine, kuzenine gidebilmek için kilometrelerce utanç duvarını dolanmak zorunda kalan, onlarca barikattan geçmek zorunda kalanlar bu sıkıntıya niye katlanıyorlar? Öyleyse Filistin’deki kardeşlerimize her şeyimizle birlikte yardımcı olacağız.”

Türkiye Diyanet Vakfı tarafından düzenlenen Uluslararası İyilik Ödülleri kapsamında ödüle lâyık görülen Ayşe Masluhi’nin örnek davranışını hatırlatan Müftü Güven, “Bu yıl iyilik ödüllerinden birisi Mescid-i Aksa’da, Kudüs’te, hem de ağlama duvarının çok yakınında bir Ayşe Teyze'miz var. Evi çok küçük. Milyon dolarlar teklif ediyor Yahudiler; ama o orayı vermiyor. Buraya geldi ve Sayın Cumhurbaşkanımızın ve bütün protokolün önünde 10-15 dakika konuştu. Aslında dünyaya bir mesajdı bu. Abdülhamit Han nasıl ki Filistin topraklarını satmadığı için dünya onun üzerine gittiyse aynı şekilde bugün Filistin davasına sahip çıktığı için ülkemiz üzerinde kara bulutlar estiriyorlar. Öyleyse dün tekrarlanan oyunlar bu gün de tekrarlanıyor. Bugün bunun farkında olmak durumundayız. Onun için çocuklarımıza, evlatlarımıza, gençlerimize Mescid-i Aksa ve Kudüs duyarlılığını anlatmak durumundayız.”

Kayseri Müftüsü Prof. Dr. Şahin Güven sözlerini şöyle tamamladı:

"Osmanlı, Kudüs’ü kaybettiğinde, gerçekte tüm ümmet, bütün Müslüman milletler kaybetmiştir. Bütün bunlardan sonra ümmet olarak yeniden silkinip kendimize gelmemiz, düştüğümüz yerden kalkmamız, yeniden dirilmemiz gerekmektedir. Yeniden Ömerleri, Selahaddin-i Eyyûbileri, Kanuni Sultan Süleymanları, Sultan II. Abdulhamitleri yetiştirmeliyiz. Buna sadece Filistin’in değil, İslam ülkeleri diye nitelenen bütün bölgelerin ihtiyacı var. Bu nedenle önce bireyler olarak, sonra toplumlar ve ülkeler olarak ‘diriliş’ en öncelikli hedefimiz olmalı. Bir diriliş nesli yetiştirmek, en büyük idealimiz olmalı. Öylesine dirilmeliyiz ki bizi öldürmeye gelenler de bizde dirilmeli. Bizim dirilişimiz, sadece ümmetin dirilişi değil, belki bütün beşeriyetin uyanışına, Hakk'ı ve hakikatı görmesine vesile olmalı. 

İşte sözünü ettiğimiz bu diriliş, belki de ümmetin kanayan yüreği olan Kudüs’ten başlamalı, burada gerçekleşmelidir. Mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun, dünyanın hangi bölgesinden olursa olsun, tüm Müslümanların Kudüs’te tek yürek, tek ses olmaları, uyanış ve dirilişlerinin burada tahakkuk etmesi en büyük ümidimiz ve niyazımızdır.” 
 
Melikgazi Belediyesi Konferans Salonu'nda düzenlenen konferansa İl Müftüsü Prof. Dr. Şahin Güven, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

Editör: Mehmet Çalışkan