İnsanoğlunun dünya hayatındaki en büyük zenginliği akıl ve inançtır. Akıl ve inancın bir araya gelerek bir şey yapmaya karar vermesine ise “niyet” diyoruz. Niyet, ibadetlerin en önemli şartlarından olup niyet olmadan yapılan hiçbir ibadet -aynı hareketler yapılsa bile - makbul değildir. Niyet etmek aynı zamanda bir çeşit karar almaktır. Hayatta çok fazla sayıda, çok farklı sebeplerle çeşitli kararlar alırız. Aldığımız kararları uygulama anlamında ihtiyacımız olan şey ise iradedir. İrade kuvveti ve iradeli olabilmek günlük hayatımızda özellikle de dini hayatta çok önemlidir. İnsan zayıf yaratılmıştır vurgusu fiziki bir zayıflıktan çok zihinsel, duygusal bir zayıflıktır. İnsan iradesini özellikle manevi olarak güçlendirdikçe kişi aklen, zihnen, kalben ve duygusal olarak ta güç kuvvet kazanır. İrade insanın hem bu dünyasını hem ebedi olan ahiret hayatını etkileyecek derecede ehemmiyete haizdir. Önemine binaen iradenin anlamlarına kısaca bakalım:

İrade: sözlükte istemek, seçmek, tercih etmek, karar vermek gibi anlamlara gelirken ıstılahı olarak ise ortaya çıkan ilgili seçeneklerden birinin seçilip belirlenmesi, tayin ve tahsis edip uygulama aşamasına geçilmesidir.

Yazımıza akıl, inanç, niyet, karar, irade, uygulama gibi çok önemli içerikleri olan kelimeler ile başladık çünkü bin aydan hayırlı, çok önemli bir gece olan “Kadir Gecesi” yazımızın ana konusudur. Bu yazımızda Kadir Gecesinin önemi hakkında bilgiler vermeye çalışarak özellikle Kadir-Kader ilişkisi üzerinde durmaya çalışacağız.

Mübarek Ramazan-ı Şerifin son günlerine yaklaşırken aynı zaman da bin aydan hayırlı olan Kadir Gecesinin içerisinde bulunabileceği önemli geceleri yaşıyoruz. Peygamber Efendimiz (S.A.V) “Kadir Gecesini Ramazan-ı Şerifin son on gününde arayınız” buyurmaktadır.

Kadir gecesinin içerisinde bulunduğu gece hakkında günümüze ulaşan rivayetlerin çoğunluğu ve son dönem Müslümanların üzerine yoğunlaştığı gece ise 27. gece olarak ortaya çıkmıştır. Yüce Allah tüm İslam âleminin bu mübarek gece vesilesiyle yapacağı dua ve ibadetleri makbul eylesin inşallah.

Bizler inşallah önümüzde ki (31 Mayıs-1 Haziran gecesi) cuma gününü cumartesiye bağlayan gece mübarek “Kadir Gecesi”ni idrak edeceğiz. 

Kadir gecesi, meleklerin ve Cebrail Aleyhisselamın dünyaya inerek yeryüzünde bulunan biz insanların en yüce makam olan yüceler yücesi Rabbimiz ile en kolay, en hızlı ve en etkili bağlantı kurabilmemize imkân veren çok önemli bir gecedir. Bu gece büyüklük, anlam, etki bakımından, tüm dünya tarihi ve tüm insanlık hayatı boyunca benzerine tanık olunmayan muhteşem hadisenin, Yüce Kuran-ı Kerimin indirildiği gecedir.

Kadir gecesinin hakkıyla ihya edilmesi ile kalplerdeki iman tazelenir-güçlenir, vicdan ve inanç kuvveti artar, hızlanan ve yoğunlaşan dünya hayatıyla karışan zihinler, zayıflayan kalpler yeniden saf-temiz-doğal fıtri ilk hallerine yaklaşma imkânı bulurlar.

“Kadir gecesi bin aydan (yaklaşık 84 yıl) daha hayırlıdır.” Buradaki ifade çokluk bildiren kesretten kinaye olarak görülse de Yüce Allah’ın kastettiği zikredilenin azı değil hatta çok daha fazlası olacaktır. İnsanın günlük hayatında da bazı gün ve gecelerin anlamı büyüktür. İnsan, dünyaya geldiği günü, yaşadığı önemli an veya olayları kolay unutamaz, sık sık hatırlar hatta o gün veya gece geldikçe hatırlar, kişide yaşanılan anın veya olayın iyi ya da kötü olmasına göre duygusal etkileri tekrar ortaya çıkar.

Kadir gecesinin bin aydan daha hayırlı olması bu gecede yapılacak dua ve ibadetlerin değerinin çok büyük olacağını hatta seksen küsur yıllık yapılmış gibi kişiye sevap ve derece kazandıracağı müjdesi çok önemli, insanın manevi kazanımlar elde etmesi açısından çok büyük bir fırsattır. Belki bir o kadar kişiye büyük etkisi ve faydası olacak bir davranış ta bu gece de kişinin hayatını gözden geçirmesi, tefekkür etmesi, tövbe-dualar etmesi,  geride kalan hayatını maddi-manevi daha verimli geçirmek anlamında zihni hazırlıklar yaparak yeni yaşam planını oluşturması çok faydalı olacaktır. Özellikle de önlerinde uzun bir eğitim/iş hayatı bulunan gençler için bu planlamaların önemi ve faydaları çok daha büyük olacaktır.

Gecenin ismi olan “Kadir”: değer, yüce mevki, kıymet anlamlarına geldiği gibi plan, proje, düzen, yönetim, kader anlamlarına da gelebilmektedir. Böyle mübarek bir gecede Müslümanlar tarafından yaşam planları yapılması dua niyetine geçecek, insanların daha iyi, huzurlu bir hayat yaşamasına, güzel planlamalar ile birçok yeni bilgi ve beceriler kazanarak maddi-manevi daha çok faydalı işler yapmalarına vesile olacaktır. Belki bu gecede alacağı güzel kararlar, bu kararların neticesi yapacağı planlar ile hayatta kazanacağı güzel düşünce, fikir, beceriler kendilerinin tüm hayatını etkileyebileceği gibi çevresindeki insanlara faydalı olmalarına da imkân sağlayacaktır.

İstanbul fatihi Fatih Sultan Mehmet’in çocukluğundan itibaren yaptığı planlar ile İstanbul’u fethederek İslam âlemine hediye ettiği gibi yapılacak güzel planlar sonucu zamanın ve imkânların doğru kullanılması ile ortaya çıkabilecek faydalar, geçmişten günümüze çağları aşan nice büyük etkiler gibi günümüzde de büyük çalışmaların ortaya çıkmasına vesile olacaktır. Bu başarıların tekrar yaşanması için insanların azami ölçüde planlı, disiplinli, gayretli çalışmasına ihtiyaç vardır.

Bu gecede Kuran-ı Kerimin indirilmeğe başlanması insanın bu dünyada nasıl yaşam süreceğini anlaması açısından çok büyük bir olaydır: eğer insanlar hakkıyla Kuranın kıymetini bilirlerse hayatlarında çok şey değişecektir. Dünya yaşamının geçici olduğunu, ancak bu geçici dünyanın ölüm sonrası ebedi hayat anlamında kendileri için ne kadar büyük bir önem içerdiğini anlayabilirse insan, işte o zaman dünyanın aldatıcı özelliğinin önüne geçmek insan için kolaylaşacaktır. İşte o zaman her insan, ortaya çıkacak doğru anlayış ve kazanacağı farkındalık ile İslami kuralların ibadet ve günlük hayatta ki uygulamalarının dünya hayatına yerleştirilen en güzel plan ve sistem olduğunun hızla farkına varabilecektir.

Eğer insan zihnine tam anlamıyla bu manevi farkındalık yerleşirse o zaman hiçbir İslami hüküm kişiye ağır ve zor gelmez. Hatta tam tersine her bir hüküm içerisindeki muhteşem dünyevi-uhrevi faydaların, hikmetlerin bilinciyle her Müslüman çok daha samimi ve gönüllü olarak yerine getirilmesi gerekenlerin tamamını eksiksiz hatta fazlasıyla tüm güç, gayret ve bilinciyle yerine getirmeye başlayacaktır.  

Eğer insanlar dini hükümleri hayatlarının her alanında yani sadece ibadet hayatında değil, eğitim hayatından-söz-nişan-düğününden aile hayatına, günlük yaşamından ticari hayatına kadar her alanda uygulamaya geçirebilirse; insanların kendi kaderleri değişeceği gibi, toplumun, milletin, devletin hatta tüm dünyanın dahi kaderi değişmeye başlayacaktır. Bu güzel değişimle de tüm dünya genelinde kötülükler, zulümler azalmaya, iyilik ve güzellikler artmaya başlayacaktır.

Müslümanların Peygamber Efendimiz (S.A.V) dönemi, halifeler dönemi, Abbasiler dönemi, Selçuklular, Avrupa’ya medeniyet-ilim öğreten Endülüs, Osmanlının güçlü olduğu dönemlerde olduğu gibi dünyada etkili güç oldukları çağlarda hem huzurlu ortamlar olmuş hem de tüm dünyaya maddi-manevi katkıları olmuştur. Bu dönemlerde Müslümanlar tarafından kurulan medeniyetler, ortaya çıkan tarihi yapılar ve yetiştirilen ibni Sina, ibni Rüşd, Gazali, ibni Haldun gibi yüzlerce ilim adamı Müslümanlar yeniden güçlü olduğu takdirde İslam âleminde yeniden yetişebilecektir. O dönemlerde Müslüman ilim-bilim insanlarının dünya genelindeki tüm insanlığa büyük faydalar sağladıkları gibi yeniden Müslümanlar etkin, yetkin ve güçlü oldukça dünyada yeniden İslam neşv-ü nema bulacak, Müslümanlar insanlığın dertlerine deva olmaya yetkin olacaktır.   

Uğurlamaya hazırlandığımız Ramazan ayı vesilesiyle Kadir gecemizin kadru kıymetini bilerek, kaderimize etki edecek güzellikte değerlendirmeyi Rabbim nasip eylesin niyazıyla Kadir gecenizi tebrik ediyor sağlık, huzur, emniyet, neşe, coşku, heyecan içerisinde Ramazan Bayramınızı idrak etmenizi Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.

Kalınız Sağlıcakla …