İstiğnâ kelimesi Kur’an’da dört yerde geçer. Bir yerde Allah’a, üç ayette ise insana izafe edilmiştir.

İstiğnâ sözcüğü, Allah ile ilgili kullanıldığı ayette (Teğabün, 6) ''Kendi kendine yetmesi ve başkasına muhtaç olmaması” anlamını ifade eder. Çünkü bu, sadece onun hakkıdır..

İnsana nispet edilen bir ayette ise (Alak, 7) ''İnsanın hakkı ve haddi olmayarak kendisini yeterli görüp ilahi rehberliğe, Hz. Peygamber’e (s.a.s) ve onun çağrısına ihtiyaç duymadığını sanması, Allah’tan ve günah işlemekten korkmaması, bu dünyanın zevkleriyle iktifa edip ahirete muhtaç olmadığını düşünmesi, haddi aşması, şımarması'' anlamına gelir. Yani bir nevi ilahlık davasına kalkışma da diyebiliriz. Ancak bunu yapanların sonunu Yüce Rabbim bizlere onlardan ibret alın diye bir bir anlatması bir hikaye değil ve boşuna değil..

-- Korona salgını ile de bugün bizlere;

Alak suresi yedinci ayetinde belirtilen  ''Şımarıklığın, haddi aşmanın, kendini yeterli görmenin, Allah'a ve dine gerek duymamanın hatta eyvallah etmemenin yani bir nevi ilahlık davasına girmenin'' küresel boyutunun geldiği noktayı gösteriyor.. Ancak bunun sonucunda ne olacak bilmiyoruz. Tek bildiğimiz aydınlanma hareketi ile kendi aklını ve hevasını ilahlaştıran ve kendini müstağni görüp şımaran ve insanı yaşatmak için değil daha fazla kazanma uğruna insanlığın ve doğanın helakine yönelik teknoloji ve güç üreten batı medeniyetinin gerçek yüzünü gösteriyor.

-- Tarih bizlere çok önemli bir fırsat sunuyor:

Bu dünyada her varlığı onu sömürülecek bir meta değil yüce yaratıcının varlığı ve birliğine delalet eden bir âyet olarak gören, hukukuna saygı gösteren ve üzerinde yaşadığı arzı imha değil, imar eden, haddini ve hakkını idrak eden medeniyet anlayışı kurtaracaktır. İşte bu medeniyetin çocukları bu noktada küresel boyutta ilim, bilim, teknoloji, irfan ve hikmet üretebilecek projelere kafa yormalıdır. Aksi halde yeni bir idrak gecikmesi, bu yüzyılın da ıskalanması demektir.

Bu yeni medeniyetin kodları alak suresi sekizinci ayette işaret ediliyor: (Ayet 8: اِنَّ اِلٰى رَبِّكَ الرُّجْعٰىۜ ') O'nun fıtrat olarak tavsif ettiği  ilahi-fıtri-doğal koordinatlar üzerinden yeni bir medeniyet inşaasına dönüş projesi..

-- EVET DÖNÜŞ ONA...

Zira Ona dönmek haddimize ve hakkımız olana dönmektir..

Ona dönmek, aslımıza ve insanlığımıza dönmektir.

Ona dönmek, fıtratımıza ve doğamıza dönmektir..

ZİRA FITRATA DÖNMEYEN FETRETE DÜŞER...