Fatih Camii'nde düzenlenen “6. Dönem Hafızlık İcazet Merasimi” kapsamında, 30 öğrenci mezuniyet heyecanı yaşadı.
Törende konuşan İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mehmet Emin Maşalı; “Cenab-ı Hakk'tan niyazımız, Kur'an-ı Kerim sayesinde şeref bulan ve yücelen toplumlar arasına bizleri de dâhil eylesin, Kur'an-ı Kerim'in sunduğu şereften, izzetten nasiplenmeyen topluluklar arasına girmekten de bizleri korusun. İzzet ve şeref arıyorsan, Kur'an'da mümkün, izzet ve şerefimizi elimizden alacak tutum ve davranışlardan kaçınmak ve korunmak istiyorsak, yine kaynağı Kur'an-ı Kerim’dir.” değerlendirmesinde bulundu.
Prof. Dr. Maşalı, “Cenab-ı Hakk’a, bize Kur'an-ı Kerim ile hemhal olan bir kalp ve gönül bahşettiği ve böylesine güzel bir günü yaşamaya imkân verdiği için şükrediyorum. Kur'an-ı Kerim bizim varoluş kaynağımızdır. Medeniyetimiz, Kur'an-ı Kerim medeniyetidir ve İslam medeniyeti de kaynağında Kur'an olan bir medeniyettir.” dedi.
İstanbul Müftüsü Maşalı, Kur'an-ı Kerim'in pek çok ayet-i kerimesinde ve Hz. Muhammed'in (s.a.s.) hadis-i şeriflerinde, Kur'an'ın insanlara hem dünya da hem de ahirette şan ve şeref verdiğini belirttiğine işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hamili, sahibi Kur'an olan gençlerimiz, genç yaşlarında, akranlarının dünyanın oyun ve eğlencesiyle hem hal olan gençlere nazaran, Kur'an-ı ezberlemek gibi ulvî bir vazifeyi sırtlandılar. Görevlilerimizi, çocuklarımı ve ailelerini canı gönülden tebrik ediyorum.”
30 öğrenci hafızlık icazetini aldı
Hafızlık icazet törenlerinde kendi hafızlık günlerini hatırladığını ifade eden Maşalı, “Hafız olan kişinin hayatında bu dönem, belki de en önemli dönüm noktasıdır. 13 yaşında ben de hafızlığımı tamamladım ama hafız olduğum gün, hafızlığın hayatımda bu derece etkili olacağı aklıma gelmezdi. İmam hatip lisesinde okudum, ülkemizde gerçekleştirilen hafızlık yarışmalarına katıldım ve hafızlık sayesinde ilk defa yurtdışına çıktım.” ifadesini kullandı.
Bu sayede İran'a ve Suudi Arabistan'a gittiğini aktaran Maşalı, sözlerini şöyle tamamladı:
“Hafız olmanın, bir gencin hayatında nasıl bir dönüşüm sergilediğini ve hayatına nasıl şekil verdiğini ifade etmek için bütün bunları anlatıyorum. 1990'da, Suudi Arabistan'da ülkemizi temsilen hafızlık yarışmasına katıldım. Kâbe-i Muazzama'nın etrafını polisler çevirdi ve yarışmaya katılan, dünyanın dört bir yanından gelen bütün hafızları topladılar, Kâbe’nin kapısını açtılar ve içeriyi ziyaret etme imkânı sundular. Yarım saate yakın Kâbe-i Muazzama'nın içinde kalıp, ibadet ettik ve bütün bunlar Kur'an-ı Kerim ve hafızlık sayesinde oldu. Fakat siz hafız olmadan, 'Ben zenginim, dünyanın parasını vereceğim, bana Kâbe-i Muazzama'yı tahsis edin de namaz kılacağım.' deseniz, hatta dünyaları verseniz de o kapıyı açtıramazsınız. Allah'a şükürler olsun, hafızlık sayesinde Cenab-ı Hakk o imkânı sundu.”
