Huzur, insanın içinde duyumsadığı rahatlık duygusu, rahatlık içinde bulunma, gönül rahatlığı, iç rahatlığı, baş dinçliği, dinginlik, çekişmesizlik, telaşın-endişenin-korkunun-üzüntünün olmadığı “an” olarak tarif edilmektedir.

Huzurlu olmak plansız, rastgele, durup dururken gerçekleşebilecek bir şey değildir. Huzur ve Mutluluk zihin yönetimi, fikir yönetimi, düşünce yönetimi ile ilgilisi vardır. Zihin-fikir-akıl sağlığı tam olarak sağlanamazsa gelişen durum ve olayları doğru yönetmek mümkün olmayacağı için güzel sonuçlara ulaşmak ta mümkün olamayacaktır. Özellikle de yetişkinlik döneminde huzurlu ve mutlu olabilmek için, doğru şeyleri doğru şekilde yerine getirmek gerekir. Her şeyi herkesin bilmesi mümkün olmadığına göre; insanlar için bilinmeyenleri kimlerden öğrenileceğini bilmesi, liyakate önem vermesi,  istişare müessesesini çok iyi işletmesi, doğrulara ulaşmak için olmazsa olmaz bir uygulamadır.

İnsanlar küçük yaşlarda iken hızla büyümek ister. Büyüdükçe daha zengin, daha mutlu, daha özgür olacağını düşünür. Biraz büyüdüğünde ise bir an önce okula başlamak ister; abileri, ablaları gibi okula gittikçe daha mutlu olacağını düşünür. 

Okul hayatı başladığında ise hep bir üst okula gitme hayali başlar, orta, lise, üniversite devam eder gider. Özellikle üniversite sınavlarına hazırlanmak, yoğun çalışmalar içerisine girmek “hele bir istediğim üniversiteyi kazanayım, o zaman çok mutlu olacağım” hevesi insanı sarar. Üniversite kazanır, okur, üniversite biter, artık iş arayışları ortaya çıkar, aynı zamanda eş arayışları heyecanı başlar. İş hayatına alışma, düğün hazırlıkları, evlilik, aile, çocuk, ev-araba almak derken hayat hızla akar gider.

Mutlu olmak için önüne uzun hedefler koyanlar mutlu olmayı hiçbir zaman başaramazlar. Hâlbuki insan eşrefi mahlûkat olarak yaratıldığının farkında yaşasa, sahip olduğu imkân ve nimetlere ara ara da olsa odaklansa,  sahip olduklarının bilincinde olsa, mutlu ve huzurlu olmak hiç de zor olmayacaktır. İnsanlar dünyada susuzluktan, açlıktan, yokluktan, yoksunluktan insanların neler çektiğine biraz düşünse, onların dertleriyle biraz dertlenebilse, elindeki imkânlara şükür halini sürekli koruyabilse her şey çok daha güzel olacaktır.

Herkes mutlu olmak için bir şeyler yapar. Bazen insanlar mutlu olacağını zannederek yanlış şeyler yapar. Hiç kimse yanlış-saçma olsun diye bir şey yapmaz ancak her insan hatalar yapabilir. Bu noktada ehil ve liyakatli kişilere sürekli danışılmalı, her insan hatalar büyümeden dönem dönem kendisini maddi-manevi kontrolden geçirmelidir.

İnsanı huzur ve mutluluktan alıkoyan şey bulunduğu şartlardan daha çok kişisel anlam ve tasavvur dünyasını oluşturan düşünme yapısı ile ilgilidir. Neye ne kadar üzüleceğini-kızacağını veya neye ne kadar sevgi-ilgi göstereceğini, zamanı doğru değerlendirmeyi bilemezse bir insan, huzur ve mutluluğa ulaşması da zor hale gelir.

İnsan fıtratı için huzurlu, mutlu olmak çok önemlidir. Bu istek her insan için çok doğal bir istektir. Çünkü huzur; vazgeçilemez, fıtri ihtiyaçlardandır. Her insanın hayatı içerisinde dönem dönem huzurunu kaçıran, mutluluğunu bozan durumlar ortaya çıkabilir. Bu, çok doğal bir durumdur. Zira; bu dünya cennet değil, cennete ulaşmak için bir imtihan sahasıdır. İmtihan esnasında yapılan çalışmalara, hazırlıklara göre bazı sorular kolay gelirken, hazırlığı az yapılan, hazırlıksız olunan alanlardan gelen sorular, zor olarak algılanmaktadır. Sınavlar insanları mutsuz etmek, insanlara zorluk olması için değil, insanları geliştirmek, özellikle önemli görevler için hazır hale gelmelerini sağlamak, başarmanın hazzını-mutluluğunu tattırmak, gayret edip çalışan ile çalışmayanı ayırmak için yapılmaktadır.

Huzur ve mutluluk vazgeçilebilir bir duygu değildir. Farabi mutluluğu; hayatın, varoluş amacı olarak görmektedir. Farabi’ye göre insanlar maksimum mutluluğa ulaşmak için yaşarlar. Mutluluk, her zaman kendinden dolayı seçilen bir amaçtır. Asla bir başka şeyin aracı olarak seçilmez. Mutluluk başka bir şey için araç olarak seçilmeyen bir şey olduğundan dolayı, en yüksek amaçtır. Geri kalan her şey kişiyi dünya ve ahirette bu amaca ulaştırabilecek araçlardır.

Huzur ve mutluluk neden bu kadar çok önemlidir sorusuna cevaben huzur için; en güçlü ve en doğal ilaçtır, keyifli bir hayat, güzel heyecanlar yaşamak için olmazsa olmaz denilebilir. Huzur; vazgeçmemek, mücadele etmek, duygusal başarılar, güzellikler yaşamaktır. En önemli huzur ve mutluluk kaynağı ise; yaratılış amacının farkında bir hayat yaşamaya çalışmak, var olan nimet ve imkânların farkında olmak, şükretmek, o nimet ve imkânlara sahip olamayan insanlara yardım ederek onlara faydalı olmanın hazzını yaşamak ve onların dualarını almaktır.

İnsan seçme iradesine sahiptir ve seçmek için önünde birçok imkân, amaç vardır. Kimi amaçları, başka amaçların aracı olarak seçeriz. Ancak mutluluğun ötesinde seçebileceğimiz bir başka amaç daha yoktur. Bu nedenle mutluluk, insanın önünde duran tek yetkin  amaçtır. Mutluluğa götüren her şey iyidir, mutluluğa engel olan şey  ise kötüdür. Mutluluğu kazanma yolunda iyilik  bize, yol işareti olma görevini üstlenir. Ne kadar iyiliğe sahip olursak, o kadar mutlu oluruz.

Mutluluğun özü insanın iyi olmasıdır. Mutluluk hakkı insanın doğuştan kazandığı bir haktır. İnsan bu hakkını kullanırken kesin olarak özgürlüğe ihtiyacı vardır. Özgür kişi, mutluluğa ait ilkeleri seçme özgürlüğüne sahiptir, ancak mutsuzluğa ait ilkeleri seçme özgürlüğüne sahip değildir. Çünkü Farabi’ye göre insan, insan olmama konusunda özgür değildir. Bir başka deyişle insan, iyi insan olmaya, kendi ilahi özünü gerçekleştirmeye çalışmak zorundadır.

Mutlu olmak, iyi insan olmak, iyi yaşamak demektir. İyi yaşamak, akla göre yaşamak, erdemli bir yaşam sürdürebilmek demektir. Bu türden bir yaşamı sürdüren insan, ölümsüz insandır. Ölüm sonrası da ahirette en yüksek mutluluğu yaşayacaktır. Farabi’nin mutluluk kavramından anladığıyla, günümüz insanının mutluluk algısı arasında bir hayli fark vardır. Farabi’ye göre mutluluk tesadüfen veya gelişigüzel zevklerle elde edilen bir şey değildir. Mutluluk ciddi ve sürekli bir çaba ister. Mutluluk, insanın işlevini en iyi şekilde yerine getirmesine bağlı bir şeydir. Nasıl ki bir mühendis, iyi bir eser ortaya çıkarmakla, hem işlevini hem de kendi mutluluğunu kazanmayı garanti altına alıyorsa; aynı şekilde, bilgisini doğru ve verimli kullanan bir insanın da sahip olduğu imkânlarıyla sürekli olarak hayatını en iyi hayat yapmak için kesintisiz olarak gayret içerisinde olması gerekir.

Bu gayret içerisinde yeme-içme alışkınlıkları, uyku düzeni, aktivite düzeni, stres yönetimi, beden-beyin ilişkisini doğru ve dengeli kurmak başta gelenlerdir. Bu dengeleri oluştururken en önemli araçlardan biri zamanın önemini bilmek, zamanı doğru yönetme becerisine sahip olmaktır. Bu konuda yazdığımız iki yazımıza önceki makaleler kısmından ulaşabilirsiniz.

Nitelikli vakit geçirmek yaşamın her alanına verim katar. Sokrates “Bir şeyleri değiştirmek isteyen insan önce kendisinden başlamalıdır.” der. Hayatında mutsuz veya huzursuz olan insanlar da öncelikle değişime hazır olmalı, neleri nasıl değiştireceğini iyi bir  inceleme ve araştırma yaparak tespit etmeli ve en kısa sürede gerekli gelişim ve değişimleri gerçekleştirmelidir.

Bu anlamda “İki günü eşit olan ziyandadır.” sözü çok iyi düşünülmeli; sıradanlaşmanın insanı gerilettiği ve gerileyen insanın da huzur ve mutluluktan hızla uzaklaşacağı unutulmamalıdır.

Huzur ve mutluluk içerisinde bir hayat yaşamanız dileklerimle

Kalınız sağlıcakla …