Hakkari Müftülüğü , “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” etkinlikleri kapsamında “Cami ve Hayat” konulu konferans düzenledi.

Gençlik Merkezi’nde düzenlenen program, Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı, “Cami ve Hayat” konulu sinevizyon gösterimi ile devam etti.

Açış ve selamla konuşması yapan İl Müftüsü Faruk Gürbüz, “hayatın merkezinin camiler olduğunu belirterek camisiz bir hayatın düşünülemeyeceğini kaydetti.

İlahi dinletisinin ardından kürsüye gelen Diyanet İşleri Başkanlığı Başkanlık Müşaviri Haydar Bekiroğlu konuşmasına; “Ahmed-i Hani, Molla Hüseyin Bateyi, Ali Hariri, Abdussamet  Babek,Seyit Taha-i Hakkari ve daha bir çok alimin yaşadığı şehirde, din görevlileri ve Hakkari halkı arasında olmanın mutluluğunu yaşıyorum.” sözleriyle başladı.

Bekiroğlu şöyle devam etti:

“İslam dini Müslümanlara Allah’ın bir ikramıdır. Mutlu bir hayatın anahtarı, İslam’ı anlayıp yaşamaktır.  Dinimizi en iyi yaşayabileceğimiz mekânlar da camilerdir. Peygamber Efendimiz döneminde hem ibadet hem de devlet işlerinin yürütülmesinde kullanılan camiler, bu gün neden dolu değil diye kendimizi sorgulamamız lazım.  Müslümanlığın alamet-i farikası camiyle iç içe olmaktır. Fatiha Suresi’nde Yüce Allah camilerde niçin toplanmamız gerektiğini bize öğretiyor. Her Fatiha Suresi’ni okuduğumuzda, hep beraber ‘sana kul olacağız, sadece sana sığınacağız, senden dileyeceğiz’ diyerek bütün Müslümanlar adına konuşuyoruz. ‘Bize doğru yolu göster’ deyip Fatiha bittiğinde âmin diyoruz. Bu da Müslümanların bir olduğunu, beraber olduğunu, bencil olmadıklarını göstermek açısından önemlidir.

İnsanlar niçin camiye az geliyor diye kendimizi sorgulamayız. Bunun sorumlusu biziz. Çünkü biz İslam’ı gerektiği gibi anlatamadık. Âlimlerin söylediklerini kendimiz yaşamadık. Din âlimlerinin söyledikleri başka bir şey, bizim yaşadığımız başka bir şey. Dünyada en fazla kitap okuyan ülkelerin ilk on sırasında bir tane Müslüman ülke yoktur.  Hâlbuki İslam’ın ilk emri ‘Seni yaratan Rabbinin adıyla oku!’ değil mi? Öyleyse Müslüman olarak niçin Kur’an-ı Kerim’i, hadis-i şerifleri ve âlimlerimizin kitaplarını okumuyoruz? Haftada en az bir kitap okumalıyız. Ancak çalıştığımızın karşılığını alabileceğimizi unutmamalıyız. 

Çocuklarımızın sapkın ideolojilerin tuzağına düşmesini istemiyorsak, dinimizi, din âlimlerimizi, onların eserlerini, Yüce Allah’ı, İslam’ı ve Hz. Peygamberi anlatan yazıları, şiirleri anlatmamız ve okutmamız gerekiyor.

Tarih boyunca camiler medeniyetin merkezi olduğu için her dönemde yerleşim yerlerinin merkezine inşa edilmişlerdir.  

Camiler iki şekilde imar edilir: Birincisi camiyi inşa etmektir. Efendimiz (s.a.s.); ‘Kim Allah rızası için bir mescit inşa ederse, Allah ona cennette bir ev inşa eder.’ buyuruyor. Bu cami yapmakla ilgilidir. Bir de caminin içerisinde gençlerle, çocuklarla, engellilerle, kadınlarla kısacası halkın her kesimiyle buluşup asıl manevi imarı yapmaktır. Efendimiz (s.a.s.); ‘İnsanlar camide buluşup ibadet ederlerse, Cenab-ı Allah onlara azab etmez.” buyuruyor. Bunun için camilerimize sahip çıkalım. Cami ve cemaate devam edelim. Çarenin İslam ve Müslümanlıkta olduğunu unutmayalım.”

Konferans programına İl Müftüsü Faruk Gürbüz’ün yanı sıra, daire amirleri, din görelileri ve vatandaşlar katıldı.

Editör: Mehmet Çalışkan