2017 yılında Hakkari'de şehit düşen Muhammed Ali Mevlüt Dündar'ın şehadetinin yıl dönümü dolayısıyla Mekke'de düzenlenen programda şehitler için Kur'an-ı Kerim ve Mevlid-i Şerif okundu, dualar edildi.

Programda İstanbul Çamlıca Camii Başimam Hatibi İshak Danış ile Ankara Ahmet Hamdi Akseki Camii Başimam Hatibi Mansur Sağır Kur'an-ı Kerim tilaveti sundu.

Ardından Konya Selçuklu İlçe Müftüsü ve Mekke Aziziye Bölge Sorumlusu Bekir Derin, şehitler için hacı adayları tarafından Mekke'de okunan 322 hatm-i şerifin duasını yaptı.

Mevlid-i Şerif programına şehit aileleri ile hacı adayları ve din görevlileri katıldı.

Hac farizasını yerine getirmek üzere Konya 3. Kafile olarak kutsal topraklara gelen şehidin annesi Gülten Dündar, Mevlid-i Şerif programının ardından duygularını Diyanet Haber'e anlattı.

"Şehitlik oğluma öyle güzel yakıştı ki…"

"Yavrum şehadeti hep söylerdi. Şehit olacağım derdi. Ben de ona yakıştıramadığım için değil kıyamadığım için ona öyle derdim. Ama öyle bir güzel yakıştı ki yavruma, öyle bir güzel yakıştı ki beni şehit annesi yaptı, kendi de şehit oldu vatan için. 2017'de Hakkari'de şehit oldu. Aslında Gölbaşı'na tayini çıkmıştı. Son görevdi. Biz onu bekliyorduk. Uçak biletini almıştı ama bensiz bu görev olmaz demiş. O gün operasyona çıkmış. Biz onu bekliyorduk yani ama naaşı geldi."

Konya 3. Kafile Kadın İrşat Görevlisi Hülya Anıl da şehidin annesinin Türkiye'de düzenledikleri hac semineri çıkışında, kendisine gelerek; "Ben şehit annesiyim. Oğlumun şehadet yıl dönümü hac dönemine denk geliyor. Mekke'de oğlum için program düzenleyebilir miyiz?" dediğini aktararak şunları kaydetti:

"Seminerin sonunda herkes dağılırken tam caminin merdivenlerinde bir anne beni yakaladı. Hocam ben Gülten Dündar. Benim oğlum Muhammed Ali Mevlüt Dündar şehit. Bu isim bana hiç yabancı gelmedi. Çünkü ben onun öncesinde defalarca Muhammed Ali Dündar'ı seyretmiştim ve beni çok etkilemişti. Kucakladım hemen. Ben tanıyorum tamam dedim senin oğlunu. Sanki yıllarca tanışıyormuş gibi. Annenin gözlerine baktım, benden şunu istiyordu, bütün samimiyeti ile; 'Ben kimseye söyleyemedim hocam, ben her sene oğlumun şehadet yıl dönümünde burada hatimlerle program yapıyordum, hatimler okunuyordu, mevlit programı yapıyordum. Orada da yapabilir miyiz ki' deyince dedim ne demek, elbette. Esas orada yapacağız. Hem Mekke'de hem Medine'de, söz veriyorum sana. Önce Medine'ye geldik. Ravza'da, Peygamber Efendimizin rahmet kucağında, bahçesinde elimizi açtık, gece karanlığında dua ettik Muhammed Ali Dündar'a. Sonra Mekke'ye gelince yine Kabe'nin önünde ilk duamızı yaptık. Ama anne şunu istiyor biliyorum, sezinliyorum. Gözlerimin içine bakıyor, 'Hocam ne zaman yapacağız ki?' Büyük bir program olsun, oğlunun adı anılsın istiyor. Üstelik hem 15 Temmuz gazisi. Kolunda tam 21 tane dikiş varmış evladımızın. Allah razı olsun şehidimizden. Büyük bir program olsun. Nasıl yapabiliriz? Bölge Sorumlusu Bekir Derin Hocam benim aynı zamanda Selçuklu İlçe Müftüm. Ona söyledim. Hemen bir organizasyon, küçük bir duyuru yaptık. Annelere hanımlara söyledim. Olabildiğince mutlu etmeye çalıştık şehidimizi de şehidimizin annesini de. Umarım razı olmuş, memnun olmuştur. Şunu söyleyebilirim, biz elimizden geleni yaptık. Eğer şehit bizden bir makber isterse, 'ona aguşunu açmış duruyor peygamber' diyebilirim."

"Oğlumun adı burada okununca çok mutlu oldum"

2021 yılında Tunceli'de şehit olan Burak Tortumlu'nun annesi Erzurum 1. Kafile'den Erengül Tortumlu ise "21 Ekim 2021'de şehit oldu oğlum çatışmada. Tunceli'de. Çok mutlu oldum adı okundu ya. Kabe'de adı okundu yavrum. Çok mutlu oldum. Çok duygulandım. Evliydi, altı aylık bir kızı vardı. Neler nasip oldu ona ki bakın Kabe'de ismi okunuyor, hatimler okunuyor. Çok mutluyum, çok gururluyum ama çok da acı bir şey." diye konuştu.  

Afyon 3. Kafile olarak kutsal topraklara gelen ve oğlunun yaklaşık 20 yıl önce şehit düşmesine rağmen acısının hala taze olduğunu dile getiren şehit annesi Emine Koçyiğit ise gözü yaşlı bir şekilde şöyle konuştu:

" Bir tane oğlumuz vardı, o da askerde şehit oldu"

"Adana'da şehit oldu. O zaman çok kalın bir kar yağmıştı, bir haftada geldi cenazesi. Taze, daha dün gibi. Duygulandık tabi. Bir tane oğlumuz vardı, o da askerde şehit oldu."

Editör: Mehmet Çalışkan