Aslında Osmanlı Devleti, kara kıtanın en ucu olan Ümit Burnuna, Cape Town’a 1862 yılında Müderris Alim Ebubekir Efendi’yi Güney Afrika Müslümanlarına rehberlik etmek, aralarındaki ihtilafları çözmek ve İslami ilimleri okutmak üzere Sultan Abdülaziz’in onayıyla tavzif etmişti. Bu konu önemli ve bahsi diğer bir konudur.

Gelelim Şehit Diplomat Mehmet Remzi Bey’e

Güney Afrika’nın son Osmanlı Başkonsolosu olarak Johannesburg şehrine gönderilen Mehmet Remzi Bey, Adliye Nezâreti Başkâtibi Rauf Bey’in oğlu olarak 1869 yılında İstanbul’da doğdu.

İstanbul’daki orta ve lise eğitiminden sonra Başbakanlık Evrak Odası ve Hariciye Nezâreti’nde çalışarak devlet adabı ve diplomasisini öğrenmiştir. 1894 yılında Bulgar Sefâreti üçüncü kâtibi olarak Sofya’da başladığı meslek hayatına daha sonra Sırbistan, Tiflis ve Tahran’da devam ederek meslekî kariyerinde birçok defa devlet nişanı ve üstün hizmet madalyaları ile mükâfatlandırılmıştı.

Bulgaristan, Sırbistan, Rusya, Gürcistan ve İran'ın ardından 21 Nisan 1914'de Johannesburg Başkonsolosluğuna atanan Remzi Bey, Güney Afrika'da Osmanlı Devleti'ni temsil eden son Türk diplomat olarak vazife yapmıştı.

Göreve başlamasından çok geçmeden 46 yaşındayken, haksız ve hukuksuz bir şekilde İngiliz Sömürge Valiliğince tüm uluslararası hukuk kuralları çiğnenerek tutuklandı. Hamile olan eşi Helene hanım da, konsolosluktan yaka paça dışarı atıldı ve konsolosluk kapatıldı. Çanakkale cephesinde, İngilizlerin mağlubiyeti ile sömürge bölgelerindeki Müslüman nüfusun varlığı, Remzi Bey'in görev yerinde tutuklanmasının en önemli nedeniydi. Devlet-i Aliyye, savaş şartlarına rağmen onu esaretten kurtarmak için değiş-tokuş yapmak gayesiyle İngiltere'nin Erzurum’daki konsolosunu tutuklamıştı fakat ne yazık ki bu takas gerçekleşmeden, Remzi Bey, 14 Şubat 1916 tarihinde tutuklu bulunduğu hapiste veya salıverildikten kısa bir süre sonra vefat etmiş ve her nedense cesedinin otopsi yapılmasına dahi izin verilmemişti. Dahası cenazesinin Türkiye'ye gönderilmesine de müsaade edilmemiş ve 1916 yılında Johannesburg'da Braamfontein Kabristanına yerel (Malay ve Hint Alt Kıtası) Müslümanların yoğun katılımıyla gömülmüştü.

Mezarı 2011 yılında buradan alınıp FETÖ terör örgütü mensupları tarafından sahte belgelerle Midrand bölgesindeki Nizamiye Camii’nin haziresine taşınmış ve 2018 yılında başlayan hukuki süreç, Güney Afrika Proterya Türk Büyükelçiliğinin mahkemeyi kazanması sonucu, 2022 yılı Ocak ayında Remzi Bey’in mezarı tekrar asıl yerine taşınabilmiştir.

Taşınma esnasında ve yeniden kılınan cenaze namazı ve defin sırasında Din Hizmetleri Müşaviri Sayın Ahmet Yılmaz’ın Başkanlığımızı temsilen yerine getirdiği vazifeler ve yerel dini yapıların üst düzey temsilcilerinin katılımının sağlanması, gerek orada yaşayan Türkler gerekse merhumun ailesi (torunları) tarafından takdirle ve dua ile yad edilmektedir.

Şunu unutmamak gerekir ki; Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye’nin hem devamı hem de mirasçısı olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Osmanlı’nın Güney Afrika’daki son diplomatı olan Mehmet Remzi Bey’i bir asır geçse bile unutmamış, tüm devlet imkanlarını seferber ederek onu FETÖ terör örgütü mensuplarının eline bırakmamış ve dönemin Müslümanları tarafından defin edildiği asli yerine yani Johannesburg'daki Braamfontein Kabristanına taşımış, mezar yerini ve mezar taşını asli şekliyle koruyarak gerekli tadilatı yapmıştır.

Bir haftalık görev vesilesiyle bulunduğumuz Güney Afrika ziyaretinde en çok etkilendiğim yerlerden birisi Şehit Diplomat Mehmet Remzi Bey’in mezarı olmuştur. Vatandan binlerce kilometre uzakta bize varlığı ile ders veriyor ve diyor ki; çalışkan, dürüst ve haklı olanlar, gök kubbede hoş sada bırakanlar, vatan ve millet gibi yüce değerlerle hizmet edenler, yüzyıl geçse de adları bilinir ve arkalarından hayırla yad edilir.

Torunları olarak onu unutmadık, unutmayacağız, her daim dua ve Fatihalarımız Devletimiz ve Aziz Milletimiz için yurtiçi ve yurtdışında hizmet eden dava erlerine olacaktır. Makamı Cennet, Derecatı Ali olsun…