Uzmanlar, bazı aile bireylerinin sosyal medya ve internette paylaştıkları bilgilerle bilmeden de olsa kendi hayatlarını ve çocuklarını tanımadıkları insanlara gösterdiğini dile getirerek, pedofili ve çocuk istismarının önüne geçmek için sosyal medyada çocukların fotoğraflarının ve isimlerinin paylaşmaması gerektiğini kaydetti.

Çocuk ve Bilgi Güvenliği Derneği Başkanı Prof. Dr. Betül Ulukol, Anadolu Ajansına yaptığı açıklamada, bütün mekanlarda olduğu gibi sosyal medyada da çocuğun güvenliğinden ailenin sorumlu olduğunu söyledi.

Sosyal medyada insanların sadece dar bir çevre tarafından görüldüğünün düşünüldüğünü ancak burada paylaşılan bazı özel bilgilerin herkes tarafından görülebileceğinin altını çizen Ulukol, paylaşımların listede bulunan arkadaşların çevresi tarafından da takip edilebilmesinin bazı tehlikeleri beraberinde getirdiğini belirtti.

"Gidilen her mekanın paylaşılmasın kötü niyetli kişilere adeta davetiye çıkarıyor"

Prof. Ulukol, internete konulan fotoğraf, bilgi ya da içeriğin herkese açık olduğunun bilinmesi gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Siz çocuğunuzun güvenliği için evinizdeki pencere ve kapıları açıp, çocuğunuzun yatağını bahçeye koyup yatıyor musunuz? Bu mümkün değil. Gece çocuğunuzu tek başına sokağa bırakabiliyor musunuz ya da yolda gördüğünüz herhangi birine 'Benim evim şurada, akşam burada olacağım. Çocuğum benim yanımda' diyor musunuz? Hayır ama siz internete bu bilgileri koyduğunuz zaman bu doğrudan paylaşılıyor. 'Güzel bir şeyler yaşıyoruz, keyifli anları paylaşıyoruz. Bunu arkadaşlarımız da görsün istiyoruz' diyorsanız bile paylaşımınızı görenlerin çok az kısmı arkadaşınız. Geriye kalanının sayısını bilmiyoruz bile. Böyle olunca da 'Güvenliğine çok dikkat ediyoruz, gözümüzden sakınıyoruz' denilen çocuklarımızı bütün bilgileriyle tanımadığımız, bilmediğimiz insanlara sosyal medyada teslim ediyoruz. Hem kişisel olarak kendi güvenliğimiz tehlikede hem evimizin güvenliği tehlikede. Daha da önemlisi böylelikle evlatlarımızın güvenliği tehlikeye giriyor."

Sosyal medyada gidilen her mekanın paylaşılmasının kötü niyetli kişilere adeta davetiye çıkardığını dile getiren Ulukol, böylece aile bireylerinin adım adım izlenmesine olanak sağlandığını belirtti.

"Bireyler önce aynayı kendisine tutup bakmalı"

Prof. Dr. Ulukol, alınabilecek somut önlemler hakkında bilgi vererek, "Öncelikle herkesin kendi sosyal medya kullanım alışkanlıklarını gözden geçirmesi gerekiyor. Bir insan ne kadar süre telefonda vakit geçiriyor, hangi sürede sosyal medyada bulunuyor, ne kadar derecede kendi güvenliğini sarsacak içerik paylaşıyor?' sorusunun cevabını bulması şart. Yani bireyler önce aynayı kendisine tutup bakmalı." ifadelerini kullandı.

Çocuklara her alanda örnek olunması gerektiğini vurgulayan Ulukol, ebeveynlerin bu konuda yasak getirmesinin bir şeyleri değiştirmeyeceğini kaydetti.

"Sosyal medyada ve internette bir tık kadar yakın"

Uluslararası Sosyal Medya Derneği (USMED) Başkanı Said Ercan da son 8 yılda yaklaşık 104 bin 531 çocuk için kayıp başvurusu yapıldığını söyledi.

Dünyada çocuk istismarı ile pedofilinin hızla arttığına dikkati çeken Ercan, "Dünya artık kadın bedenini tüketti. Kadın ve 18 yaş üstü bedenlerle ilgili her şeye kolayca ulaşılabiliyor. Bunlar, sosyal medyada ve internette bir tık kadar yakın." dedi.

Ercan, ABD'de şarkıcı ve oyuncu Selena Gomez üzerinden haberlerle bazı amaçlar hedeflendiğini, Gomez'in kliplerinin çoğunlukla müstehcenlik barındırdığını, Türkiye'de ise bunun bazı çocuk yaşta bir anda ünlü olan şarkıcılar üzerinden yapılmaya çalışıldığını belirtti.

Vatandaşlarda dijital medya okur yazarlığı bilinci olmaması nedeniyle verilen mesajların olumsuz etkisinin engellenemediğini ifade eden Ercan, televizyonlarda yayınlanan kliplerin seçici kurul tarafından incelenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Editör: Mehmet Çalışkan