Usta ellerde sabırla işlenen ahşabın "dile gelmiş hali" kündekari eserleri, aylar süren hassas çalışmanın sonucunda ortaya çıkıyor.

Yüzyıllardır Türk-İslam mimarisine zenginlik katan Selçuklu sanatı, geometrik şekillerde kesilmiş yüzlerce küçük parçanın, tutkal ve çivi kullanmadan bir araya getirilmesiyle oluşuyor.

Çocukluğundan bu yana bu işle uğraşan, aile zanaatının üçüncü kuşak temsilcisi İbrahim Yıldız, kündekari tekniğiyle kapı, minber, vaaz kürsüsü, mihrap takımı gibi ahşap eserler yapıyor.

Yıldız'ın eserleri, 3 kıtada onlarca ülkede camileri süslüyor.

Kündekari ustası İbrahim Yıldız, Konya'nın ahşap sanatkarlarıyla, Türkiye ve dünyada cami işlerinde söz sahibi olduğunu söyledi.

Yıldız, yurt içi ve dışından gelen taleplere yetişmeye çalıştıklarını belirterek, "Avrupa'dan talepler geliyor. Norveç'e, Fransa'ya, Almanya'ya yaptık. Şu anda Hollanda'ya bir kapı, minber, mihrap takımı yapıyoruz. ABD'ye, Birleşik Arap Emirlikleri'ne yaptık. Nereden talep gelirse yapıyoruz. Ürünleri parçalar halinde sipariş gelen ülkeye götürüyoruz, sonra orada montajını yapıyoruz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2016'da açılan ABD'deki Diyanet Merkez Camisi'nin ahşap eserlerinde imzası bulunduğunu dile getiren Yıldız, Bahreyn'nde Manama, Rusya'da Yekaterinburg Pişma, Türkmenistan'da Mevlana camilerinde ve Norveç Camisi'nde de eserlerinin kullanıldığını anlattı.

Kaybolan sanatın, Konyalı merhum ahşap ustası Mevlüt Çiller'in 1980'li yıllarda yeniden gün yüzüne çıkarmasıyla canlandığına dikkati çeken Yıldız, şunları kaydetti:

"30 yıl öncesinde yapan 3 kişiydi, şu anda 30 kişi vardır. Bu sanatın öleceğini zannetmiyorum çünkü kayıt altına alındı. İmalat tekniği bilgisayar ortamında saklanıyor. Yapan ustaların hepsi bir anda ortadan kaybolsa bile eldeki bilgi birikimi ve videolarla gün yüzüne çıkarılabilir. Yaklaşık 20 yıldır kündekariye ilgi sürekli arttı. Öncesinde bu kadar talep yoktu. Son zamanlarda bir artış var. Düz, sade kapılar istenmiyor artık. Biz de yapamıyoruz. Kündekariye ancak yetişebiliyoruz."

Editör: Mehmet Çalışkan