Diyanet İşleri Başkanlığı rehberliğinde “Cami, Din Görevlileri ve Vefa” temasıyla kutlanan “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” etkinlikleri, il ve ilçe müftülükleri koordinesinde ülke genelinde devam ediyor.

Bu kapsamda Eskişehir İl Müftülüğü, “Cami, Din Görevlileri ve Vefa” konulu program düzenledi.

Kuran-ı Kerim Tilaveti, sela okunması ve sinevizyon gösterisinin yer aldığı törende konuşan Vali Ayyıldız, 2021 Yılı Camiler ve Din Görevlileri Haftası vesilesiyle yüksek insani değerlerle kuşanmış gönül medeniyetimizin ayrılmaz parçası olan camilerimiz ekseninde güzel hasletlerimizi bir kez daha idrak etmenin heyecanını yaşadığımızı belirtti.

Vali Ayyıldız, konuşmasının devamında şunları söyledi:

“Camiler; İlahi Kelam’da “âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ibadet” şeklinde bahsedilen Kabe’nin şubeleridir. Birliğin, kardeşliğin, dayanışmanın güçlendiği kutsal mekânlar olan camiler, hayatın tam kalbinde durmaktadır.  Aziz milletimizin camilere bakışını en iyi yansıtan ifadeler şüphesiz İstiklal Marşı’mızda yer almaktadır. Millî Marşımızda ifadesini bulduğu gibi ‘Şehadetleri dinin temeli’ olan ezan seslerinin ebediyen yurdumuzun üstünde duyulması ‘istiklal’imizin, bağımsızlığımızın en önemli göstergesi olarak dile getirilmektedir. Nitekim camiler, sadece beldelerin silüetinde bulunan bir yapı değil o beldenin kimliğinin en önemli göstergesidir.

"Din gönüllüsü' olmak şafak vakti başlayan, gece yarılarında bile sona ermeyen kutsal bir görevdir"

Din görevlilerimiz, yalnızca beş vakit ezan okuyan, namaz kıldıran kimse değildir. ‘Din gönüllüsü' olmak şafak vakti başlayan, gece yarılarında bile sona ermeyen kutsal bir görevdir; mahallesinden sorumludur, namaz kılandan sorumludur, kılmayandan da sorumludur. Şafak vaktinde sabah namazına gelenden sorumludur din gönüllüsü. Mahallesinde kimler ikamet eder, kimlerin problemi vardır, hastası olan, düğünü olan, cenazesi olan var mı? Din gönüllüsü bütün bunları bilen insandır. Din görevlisi; komşusunun çocuğu olduğunda sağ kulağına ezan, sol kulağına kâmet getiren, sünnet merasiminde hazır bulunan, düğününde el kaldırıp dua eden, askere uğurlarken en ön safta yer alan, emr-i Hak vâki olduğunda en evvel komşusuna hüsn-ü şehadette bulunan insandır.”

"İyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak’ görevi camilerimizde fedakarca ve ‘vefa’ ile ifa edilmektedir."

Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nın bu yıl vefa tema’sıyla kutlandığını hatırlatan Vali Ayyıldız konuşmasını şöyle tamamladı:

"Kalu bela’dan beri ahde vefa ile dosdoğru bir çizgide durmak; ebediyete uzanan bir vizyonla sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü ‘vefa’ şeklinde, unutmuş gönüllere ulaştırmak bugün insanlığın en çok ihtiyaç duyduğu hasletlerdendir. Şu hâlde ‘vefa’ sözde kalmayıp ‘eşref-i mahlukat’ olmanın sorumluluğu içinde, ait olduğu yerde, yani ‘vicdan’larımızda ve dolayısıyla yaşantımızda layık olduğu yeri almalıdır. Bu hususta üstlenilen rol, hayati önemin ötesinde ahirete uzanan vizyonla ebedi öneme sahiptir. Başta hutbeler olmak üzere vaazlar, cami dersleri, akaid, fıkıh, tefsir, hadis sohbetleri, camilerde Kur’an öğretimi ve benzeri çalışmalarla ‘iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak’ görevi camilerimizde fedakârca ve ‘vefa’ ile ifa edilmektedir.

"Camiler mihrabıyla mabed, kürsüsüyle mektep, minberiyle devlet, şadırvanlarıyla nezahet, minare ve ezanlarıyla hürriyettir"

İl Müftüsü Bekir Gerek ise yaptığı konuşmada camiler ve mescitlerin Rahman’a misafir olduğumuz yerler olduğunu söyledi.  Camiler ve mescitlerin yan yana, omuz omuza geldiğimiz; manevi kirlerden arındığımız, bilmediklerimizi öğrendiğimiz mektepler olduğunu ifade eden Müftü Gerek, “Hayatımızın merkezi camiilerdir. Camisiz ve mescidsiz Müslümanlık düşünülemez. Camilerin mihrabını, minberini, kürsüsünü dolduran ve burada insanlara rehberlik yapan ise hocalarımız olmuştur. Dolayısıyla doğumdan ölüme kadar hayatımızın her alanında var olan hocalarımız peygamberimizin mihrabına geçiyor, minberinde hutbe okuyor, kürsüsünde vaaz ve nasihatlerde bulunuyor, minarelerinden ezanlar okuyor. Dolayısıyla bizim kültürümüzde Camiler mihrabıyla mabed, kürsüsüyle mektep, minberiyle devlet, şadırvanlarıyla nezahet, minare ve ezanlarıyla hürriyettir. Bugün burada değişik branşlarda yapmış olduğumuz yarışmalarda İl ve Bölgede birinci olan dereceye giren ve sonrasında Türkiye birincisi olan hocalarımız var. Dereceye giren ve birinci olan hocalarımızı tebrik ediyorum. Başta Sayın Valim olmak üzere tüm katılımcılara katılımlarından dolayı teşekkür ediyorum.” dedi.

Konuşmaların ardından Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından ülke genelinde din görevlileri arasında yapılan çeşitli alanlardaki yarışmalarda dereceye giren din görevlileri, akademik başarı gösteren din görevlileri ve hayır sahiplerine ödülleri verildi.
 

Editör: Mehmet Çalışkan