İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişim Dairesi Başkanlığı ile Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği iş birliğiyle Diyanet İşleri Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı personeline yönelik "Sosyal Uyum Çalıştayı” Elazığ’da gerçekleştirildi.

Sabah ve öğle sonu olarak iki oturum şeklinde yapılan çalıştayın sabahki bölümünde konuşan il göç İdaresi Müdürü İrfan Yavuz toplantının amaç ve hedefleri üzerinde durdu.

Daha sonra konuşan il müſtüsü Yusuf Sarıkaya, vatanlarından çıkarılan tüm insanlara sahip çıkmanın bir insanlık görevi olduğuna dikkati çekerek, “İl müftülüğü olarak, değerli hocalarımızla birlikte sığınmacı kardeşlerimize Ensar/Muhacir çerçevesinden bakıyor ve elimizden gelen tüm yardımları yaparak uyum içinde birlikte yaşamak için çaba gösteriyoruz. Özellikle Kur’an kurslarımızda göçmen çocukların topluma adapte olması için hem dini anlamda hem de Türkçe dersleri vererek onları toplumla uyumlu hale getirmek için gayret gösteriyoruz.” dedi.

- Biz bu konuya ümmet şuuru içinde bakıyoruz!

Sarıkaya konuşmasını, “Biz bu konuya ümmet şuuru içinde bakıyoruz. Ehl-i salib dediğimiz unsurların her konuda ortaya koyduğu batı anlayışının doğal sonucu olarak vatanlarından çıkarılmış bu insanları bizler kapı dışarı edemezdik. Bu zorunlu bir durumdur. Dolayısıyla bu insanlara sahip çıkarak kucak açmak Müslümanlık görevimizdir. Onlar için attığımız her adım bir bakıma bizim sadakamız haline gelmiştir. Batılıların sömürgeci anlayışı bizde yoktur. Biz, olaya tamamen insani açıdan bakıyoruz. Ülkemize gelmiş olan diğer din mensuplarına da aynı hassasiyetle davranıyoruz. Ayrıca Allah’ın milletimize böyle bir görev yüklemesinden de gururluyuz.”

- Devletimizin yarınlarına çok iyi fırsatlar getireceğine inanıyorum

Çalıştaya iştirak eden Din görevlilerine teşekkür eden Uyum ve İletişim Dairesi Başkanı Dr. Aydın Keskin Kadıoğlu, Türkiye'nin 190 farklı milletten yaklaşık 5 milyon insana ev sahipliği yaptığını belirterek şöyle konuştu:

“Köklü bir medeniyete sahip olan ülkemiz binlerce yıldır insan hareketliliklerine tanıklık etmiştir. Coğrafi konumumuz gereği Asya, Afrika ve Avrupa arasında köprü vazifesi gören ana yurdumuz gönüllü olarak gerçekleşen göç hareketlerinin yanı sıra savaş ve zulüm gibi dram kaynaklı birçok zorunlu göç vakasına da şahitlik etmiştir. Suriye’deki savaştan kaynaklı olarak ülkemize geçici koruma altında gelen 3 milyon 600 bin insan bulunmaktadır. Dünyada süper güçlerde dahil böyle bir göçmen sayısını yönetebilecek akla ve imkâna sahip hiçbir ülke yok. Suriyeliler dışında 300 bin insana da ülkemiz kucak açtı. Ülkemizin ekonomik yükselişi ve sosyal haklardaki ilerlemesi neticesinde son yıllarda yaklaşık 1 milyonun üzerinde yabancıya da ev sahipliği yapıyoruz.”

- Diyanet İşleri Başkanlığımız ile birlikte önemli projeler geliştiriyoruz

“Biz Türkiye olarak hukuki ve idari olarak dünyaya örnek olacak akıllı bir göç yönetim sistemini de kurduk. Göç yönetiminde en zor kısım uyum olayıdır. Göç karşısında Avrupa ülkelerinin ve Amerika’nın nasıl tökezlediğini, hatta hükümet sorunları yaşadıklarını gördük.

Diyanet İşleri Başkanlığımız ile birlikte uyum sorunlarının çözüm noktasında önemli projeler geliştiriyoruz. Göçmenlerin başta dil olmak üzere sosyo-kültürel uyumu ve toplumun bu konuda aydınlatılması için hocalarımızın desteğine ihtiyacımız var. Göç konusunun her hangi bir siyasi görüşe alet edilmeden, insanlığın ortak değerleri, milli ve manevi değerlerimiz ülküsünde devletimizin yarınlarına çok iyi fırsatlar getireceğine inanıyor, katılımlarınız için teşekkür ediyorum.”

- Elazığ olarak 17 bini aşkın göçmene ev sahipliği yapıyoruz

“Bizden medet bekleyenlere kucak açtık” diyen Vali Yardımcısı Erkan Kaçmaz yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi;

“Dünyamız bugün 32 milyon insanın göçmek olmak zorunda olduğu bir dönemi yaşıyor. Böyle bir dünyada elbette sorunlar ve sıkıntılar olacaktır. Elazığ olarak 17 bini aşkın göçmene ev sahipliği yapan bir il olarak bu çalıştay ile birlikte inşallah işin özündeki uyumu, sosyal hayatta birlikte olmayı ve birlikte yaşamayı yerine getirerek hep beraber bu işi kotaracağız. Tarihten gelen mirasımız ve misyonumuzla bizden medet bekleyenlere kucak açmışız. İmamlar olarak sizlerin sahiplendiği her işi daha iyi sonuçlar veriyor. Sizler toplumun kanaat önderlerisiniz, sizlerin ağzından çıkan her kelam karşılığını ziyadesiyle buluyor.”

- Göçmenlere yapılan hizmetlere imanın bir gereği olarak bakıyoruz

Daha sonra kürsüye gelen Diyanet İşleri Uzmanı Ahmet Sünetci ise Diyanet İşleri Başkanlığı’nın göçmenler konusunda yaptığı çalışmaları bir sunum eşliğinde anlattı.

Diyanet İşleri Başkanlığı  Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Göç ve Manevi Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı’nda görev yaptığını belirten Sünetci şöyle konuştu:

“Bizler insan olarak hepimiz bu dünyada göçmeniz. Peygamberimiz buyurur ki; “Dünyada kimsesiz bir garip gibi yahut bir yolcu gibi ol” Bu hadis-i şerif bizim göçmenlere bakışımıza yön verecek önemli bir düstur ve ilkedir. Milletimiz asırlardır, kendisine sığınana, darda ve zorda kalana, muhtaca el uzatmış, hem imanının hem de insanlığının gereğini yerine getirmiştir. Bizim dinimiz darda kalana el uzatmamızı ister. Suriye’de 2011 yılında patlak veren savaşın ardından ülkemiz dinine ırkına bakmadan kapılarını gelen insanlara açmıştır. Bizler göçmenlere yapılan hizmetlere imanın bir gereği olarak bakıyoruz.”

Tarihten örnekler vererek sunumuna devam eden Sünetci, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından başta geçici koruma altındaki Suriyeliler olmak üzere diğer mültecilerle ilgili yapılan çalışmalar ve hizmetleri sunum eşliğinde aktardı.

Göç Uzmanları Rıfat Karadman, Metin Akgün ve İsmet Yasak’ın sunumlarının ardından katılımcılara göçmenlerin uyumu konusunda anket çalışması yapıldı.

Editör: Mehmet Çalışkan