Elazığ İl Müftülüğü ile Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Elazığ Şubesi iş birliğinde "Hadissiz İslam Mümkün mü?" konulu konferans düzenlendi.

Edibe Can Müftülük Sitesi Konferans Salonu'nda düzenlenen konferansa Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Enbiya Yıldırım konuşmacı olarak katıldı.

"Kur'an-ı Kerim ile yetinme iddiasında olan akıma karşı gençleri korumanın önemine" vurgu yapan Prof. Dr. Yıldırım, "Hz. Peygamber'i (s.a.s.) nereye konumlandırmamız gerekir? Bunu özellikle genç arkadaşlarıma hatırlatmak ve Peygamber'in Kur'an'ın yanındaki değişmez yerini tekrardan insanlarımıza öğretmek gibi bir görev üstlenmek durumunda kaldığımızı ifade edebilirim." dedi.

İslam dünyasında din alanında yapılan tartışmalara ve bunların sosyal hayata yansımalarına bakıldığında ümmetin çoğunlukla ifrat ile tefrit arasında kaldığını belirten Yıldırım, "Bir kesim için Arapça yazılı klasiklerde geçen bilgiler mutlak hakikatlerdir. Bu kişilere yakın sayılabilecek bazıları için de ümmetin haklı olarak çok değer verdiği bazı eserler adeta mukaddes konumdadır ve onlara en küçük bir eleştiri yöneltilemez. Çünkü böyle bir yola girilmesi Ehl-i Sünnet inancını zedeler ve ilerleyen aşamalarda devamı gelir, yıkıma neden olur. Bu yüzden eleştirel bakış her halükarda terk edilmelidir. Bir başka grup da ümmeti inşa eden değerlerin önemini kavrayamaz. Yeterli birikimlerinin olmaması nedeniyle kendilerini otorite gibi görerek geleneğe, kültüre ve kazanımlarımıza saldırmayı, kusur aramayı bir maharet sayar, her şeyi değersizleştirir. Bu minvaldeki insanların bir kısmı ümmetin içine düştüğü karmaşanın suçlusu olarak hadisleri görür ve toptan redde yönelir." değerlendirmesinde bulundu.

"Ümmetin bölündüğüne ve kamplara ayrıldığına" dikkati çeken Yıldırım, itidalin önemine işaret ederek şunları kaydetti:

"Bunu sağlamanın yolu ise Hz. Muhammed'e (s.a.s.) hak ettiği değeri vererek O'nu Kur'an ile aramıza almak ve otoritesini kabul etmektir. Bunu yaparken de Kur'an dışında hiçbir kitabı kutsallaştırmadan, rivayetleri her açıdan tahlile tabi tutmak ve sıhhat testinden geçirmektir. Bu yapıldığı takdirde hadis alanındaki tartışmaların büyük çoğunluğunun Müslümanların gündelik ibadet dünyasını şekillendiren rivayetlerde olmadığı görülecektir. Tam tersine ilk asırdan beri zaten tartışma konusu olan kabir azabı, Hz. İsa'nın nüzulü, geçmiş peygamberlere dair bazı kıssalarla ilgili olduğu anlaşılacaktır. Dolayısıyla ortada büyütülecek bir problem yoktur. Tartışma sahasında olan rivayetler tartışılmaya devam edilmeli ancak geri kalan rivayetlerle Hz. Peygamber zamanındaki gibi ibadet yapmanın mümkün olduğu bilinmelidir. Dolayısıyla büyük hadis külliyatı içindeki küçük tartışma alanını tüm hadislere yaymak haksızlıktır."

Konferansa din görevlileri, sivil toplum kuruluşları, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.

Editör: Mehmet Çalışkan