25 incisi düzenlenen seminere Diyanet İşleri Başkanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Haydar Bekiroğlu katıldı.

Burada din görevlilerine hitap eden Haydar Bekiroğlu, Diyanet’in tarihi ve kurumsal yapısı hakkında kısa bilgiler paylaşarak konuşmasına başladı ve şunları söyledi:

Zamanın akışıyla artan ve değişen ihtiyaçlara cevap vermek için kendisini sürekli geliştiren Başkanlık, kamu kurumu niteliğinin yanında dinî ve ilmî yetkinliğe sahiptir.

Diyanet İşleri Başkanlığı; dinî, ahlakî ve manevi değerlerimizi ayakta tutan, insanlığın barış ve huzuruna katkı sağlayan, din-i mübin-i İslâm ile ilgili her konuda referans alınan saygın bir kurumdur.

Ülkemizin ve İslam dünyasının son yıllarda yaşadığı hadiseler, din görevlileri olarak bizleri yeniden bir nefis muhasebesi yapmaya sevk etmiştir.

FETÖ, sadece siyasi hedefleri olan bir terör örgütü değildir. Bu yapı, aynı zamanda bir itikadi sapma ve din-i mübin-i İslam’ı diğer muharref dinlerin potasında eriterek, son Peygamber, Hâtemü’l-Enbiyâ Hz. Muhammed Mustafa’nın yerine başka şahısları ikame etme teşebbüsüdür. FETÖ'yü sadece eni sonu belli bir terör örgütü olarak görmek yeterli değildir. Aslolan bu örgütün inşa etmek istediği dini anlayış, inanış ve bilgiye dair zihinsel kodlarla mücadele etmeye devam etmektir.

İslam ümmetinin evlatlarını kana, gözyaşına, huzursuzluğa ve fitneye gark eden terör örgütü sadece FETÖ değildir. Kırk yıldır, kendisini belli bir toplumun hamisi olarak tanıtan PKK terör örgütü, Doğu ve Güneydoğu Anadolu başta olmak üzere, pek çok gencimizi İslam’ın evrensel değerlerinden kopararak, cahiliye kültürünün bir eseri olan ırkçılık belasına mahkûm etmiştir.

Fikrî yapısı tamamen Marksist düşünce üzerine kurulan bu örgüt; gençlerimizi, kadınlarımızı, çocuklarımızı “özgürleştirme” adı altında İslam’dan ve İslam’ın evrensel değerlerinden uzaklaştırmışken bizler, önce birer Müslüman olarak, sonra da birer Diyanet mensubu olarak, gençlerimize ne kadar vakit ayırdık, onların halleriyle ne kadar hemhal olduk, uyuşturucu müptelası yapılan ve her türlü fikri sapmayla baş başa bırakılan gençlerimizi doğru bilgilendirmek adına kaç saat çaba sarf ettik?”

Son olarak Diyanet İşleri Başkanlığının hizmet ve faaliyetlerinin kısa bir özetini paylaşan Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Haydar Bekiroğlu, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı:

Diyanet, dünya Müslümanlarının tamamını bir ailenin farklı fertleri olarak görmektedir.

Bugün Diyanet İşleri Başkanlığı Avrupa’dan Orta Asya’ya, Balkanlardan Amerika’ya, Afrika’dan Latin Amerika’ya, Karayiplerden Pasifik-Asya’ya kadar küresel ölçekte hizmet sunan bir kurumdur.

Başkanlığımız mazlum ve mağdurun yanında; Suriye, Arakan, Irak ve Afrika’dadır. Hakkın ve adaletin peşinde Yemen, Somali ve Gazze’dedir. Afet sonrası insani yardım konvoylarıyla Açe, Pakistan ve Haiti’dedir. ‘7 Kıtada İnsanlığın Hizmetinde’ şiarıyla hareket eden ve ‘İyiliği yeryüzünde egemen kılmak’ için durmaksızın çalışan Türkiye Diyanet Vakfının da eşsiz desteğiyle, bugün Diyanet İşleri Başkanlığı demek umut, huzur ve barış demektir. Diyanet İşleri Başkanlığının Müslümanların azınlıkta olduğu ülkelerde daha etkin bir eğitim ve din hizmeti vermek adına yeniden şekillendirdiği MÜSDAV vakfı da azınlık olan Müslümanlara yönelik hizmetlerimize ciddi ivmeler katacaktır. Bu vakfın da teşkilatlanması ve yapılanması devam etmektedir.

Din görevlisi, iyiliklerin öncüsü, kötülüklerin engeli ve frenidir. Bizler öncelikle birer Mü'min ve Müslüman olarak, yeryüzünde hakka, adalete, iyiliğe ve merhamete dair izler bırakmalıyız. 

Diyanet İşleri Başkanlığının yurt içinde düzenlediği yardım kampanyaları, yurt dışında ortaya koyduğu büyük hizmetler, tamamıyla inaç, azim ve kararlılık sahibi din görevlilerinin eseridir. Her biri göğsümüzü kabartan nitelikteki hayır yarışı hizmetleri, eksilmeden devam edecektir.

Bu eğitimler aracılığıyla yeninde, bilgimizi, bilincimizi ve uhuvvetimizi tazeleyeceğiz. Soracağız, sorgulayacağız, öğreneceğiz ve tatbik edeceğiz. Her birimiz, toprağa düşen birer tohum olmalı, geride güzel izler ve bereketi kıyamete kadar devam edecek izler bırakmalıyız.

Editör: Mehmet Çalışkan