Yunanistan'da, Türk-İslam eserlerinin korunmasında ciddi sorunlar yaşanırken, Osmanlı dönemine ait olan ve bugüne kadar ayakta kalmayı başarmış eserlerin büyük çoğunluğu, yıllardır amacı dışında kullanılmaya devam ediliyor.

Yunanistan'ın bağımsızlığını kazanmasını takip eden yıllarda, birçok Türk-İslam eseri askeri hapishane, sinema ve sergi salonu, konaklama yeri, vilayet binası ya da depo olarak kullanılmaya başlanırken, ülkenin dört bir yanında onlarca cami ibadete kapatıldı, bazıları ise kiliseye dönüştürüldü.

Osmanlı döneminde inşa edilen bazı eserler restore edilerek üzerine "Bizans" damgası vurulurken, kendi kaderlerine terk edilen birçok eser de geçen zaman içinde harabeye döndü.

Başkent Atina'daki Osmanlı dönemine ait eserlerden 1458'de Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırıldığı kabul edilen Fethiye Camii sergi salonu olarak kullanılırken, yılın büyük bölümünde kapalı tutulan tarihi Cizderiye Camii ise seramik müzesi olarak faaliyet gösteriyor.

Arşiv ve salnamelerde kayıtlı Atina'daki Türk-İslam eserlerinden Yeni Cami, Kubbeli Cami, İç Kale Camii, Mehmet Voyvoda Muallimesi, Hüseyin Efendi Tekkesi ve Hacı Ali Hamamı gibi yapıların ise bugün izine dahi rastlanmıyor.

Yunanistan'ın ikinci büyük şehri Selanik'te yüzyıl öncesine kadar yüzlerle ifade edilen camilerden bugün çok azı ayakta kalmayı başarsa da onlar da ibadete kapalı tutuluyor.

İbadete açık camisi bulunmayan Selanik'te, 1467'de inşa edilen ve şehrin en eski camisi olan Hamza Bey Camii, uzun yıllar sinema salonu olarak kullanılırken, son yıllarda müzeye dönüştürme çalışmaları nedeniyle kapalı durumda.

Selanik'te 1484'te inşa edilen ve bugüne kadar ayakta kalmayı başarabilen Osmanlı eserlerinden Alaca İmaret Camii ise müze olarak hizmet veriyor.

1904'te yaptırılan Yeni Cami, Selanik'in Yunan idaresine geçmesinin ardından minaresi yıkılarak ibadete kapatılırken, mübadele yıllarında göçmenler için konut olarak kullanıldı, bugün ise belediyenin sergi salonu olarak hizmet görüyor.

Selanik'teki en önemli Osmanlı eserlerinden biri olan Beyaz Kule ise şehrin sembolü olarak "Bizans eseri" diye tanıtılıyor.

- Diğer şehirlerdeki eserlerin kaderleri de birbirine benziyor

Yanya, Girit, Larisa ve Kavala gibi gibi birçok önemli Yunanistan şehrindeki camiler ve tarihi yapılar da aynı kaderi paylaşmaya devam ediyor.

Karaferya'da 1716 öncesinde inşa edilen Eminzade Hacı Ahmet Ağa Camii ve Karaferya Musalla Namazgahı, sonraki yıllarda mimarisinde yapılan değişikliklerle bir Ortodoks mekanına dönüştürülürken, Kavala'da 1530'da inşa edilen İbrahim Paşa Camisi ise kilise yapıldı.

Yunanistan'ın ilk başkenti Nafplio'da ise bir süre meclis binası olarak hizmet veren ve bugün kültür merkezi olan Ağapaşa Camii'nin yanı sıra Vuleftiko Camii de sinema ve konferans salonuna çevrildi.

Serez'de 1385'te inşa edilen Eski Cami, 1937'de yıktırılırken yerine alışveriş merkezi yapıldı.

Rodos'ta ise 1578'de Sultan 3. Murat tarafından yaptırılan Sultan Mustafa Camii bugün nikah salonu olarak kullanılıyor.

- Osmanlı dönemine ait birçok cami müze yapıldı

Yanya'da 1618'de inşa edilen Aslan Paşa Camii, Nafpaktos'da 1499'da inşa edilen Fethiye Camii, Kandiye'de 1789'da inşa edilen Veli Paşa Camii ve Serez'de 16. yüzyılda inşa edilen Zincirli Camii ise bugün müze olarak hizmet veriyor.

Rodos'taki Recep Paşa ve Murat Reis camileri, Koniçe'deki Süleyman Camii, Drama'daki Arap Camii, Kesriye'deki Kurşunlu Camii, Halkida'daki Emirzade Camii ve Gümülcine'deki Selvili ile Yunus Bey camileri ise harabe halinde bulunuyor.

Balkanlar ve Avrupa'daki en önemli mimari ve dini eserlerden biri olan Dimetoka'daki tarihi Çelebi Sultan Mehmet Camii, 2017'de çıkan yangında büyük hasar görürken hala restore edilmeyi bekliyor.

Gümülcine'de Sultan Murat Hüdavendigar zamanında inşa edilen ve yüzyıllarca misafirhanesi, aşevi, mescidi ve sebili ile yolda kalmışlara hizmet vermiş Poşpoş Tekkesi ise Gümülcine Belediyesi tarafından 1990'lı yıllarda Pontuslu göçmenlere konut yapılmak üzere yıktırıldı.

Gümülcine merkezinde bulunan Gazi Evrenos Bey İmareti de duvarı yıkılarak önce elektrik santraline dönüştürüldü, ardından restore edilerek girişine eklenen Helenistik dönemden kalma bir heykel başı ile Bizans damgası vuruldu.

Editör: Mehmet Çalışkan