Hz. İsa'nın doğduğuna inanılan Yeniden Doğuş (Mehd) Kilisesi'nin bulunduğu kutsal kent BeytüllahimYahudi yerleşim birimlerinin çevrelediği bir kent olma tehlikesiyle karşı karşıya.

İsrail'in Haaretz gazetesinde geçen hafta yer alan haberde, işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Beytüllahim'in güney kesimindeki Efrat Yahudi yerleşim biriminin genişletilmesi için İsrail hükümetinin, geçen ay İskan Bakanlığına bin 200 dönüm arazi tahsis ettiği belirtildi.

Genişletme projesi kapsamında Efrat Yahudi yerleşim birimi bünyesinde oluşturulacak yeni mahallenin Gush Etzion Yahudi yerleşim birimine bağlanacağı, böylece Beytüllahim'in güney kesiminin tamamen yerleşim birimleriyle kuşatılacağı ifade edildi.

Haberde, yeni mahalleye ulaşımın sağlanması için Filistin topraklarında yeni yollar ile ırkçı Ayrım Duvarı'na bir kapı açılmasının gerektiğine dikkat çekildi.

Söz konusu arazi, Filistin'in gelecekte kentsel genişleme için kullanabileceği tek alan olarak kabul ediliyordu.

Beytüllahim 26 yerleşim birimi tarafından kuşatılmış durumda

Filistin Kurtuluş Örgütüne (FKÖ) bağlı Yerleşim Birimleri ve Ayrım Duvarı'na Direniş Heyeti Ofis Müdürü Hasan Bireyciye AA muhabirine konuya dair açıklamada bulundu.

Bireyciye, bu arazilerin sahibi ve ileride başlarını sokabilecek bir eve sahip olmak isteyen yaklaşık 700 ailenin hayalinin, İsrail'in bahsi geçen planıyla suya düştüğünü dile getirdi.

"26 yerleşim birimi dört bir yandan kenti kuşatıyor. Bunun yanı sıra ruhsatsız yapılar da kent üzerindeki kuşatmayı tahammül edilemez bir şekilde şiddetlendiriyor." diyen Bireyciye, son 10 yılda kamuoyuna duyurulan ve İsrail'de E2 olarak isimlendirilen yerleşim projesinin, uluslararası nedenlerden ötürü uygulanamadığını söyledi.

Beytüllahim'de 2003'ten bu yana yerleşim birimleri ve Ayrım Duvarı karşıtı düzenlenen gösteriler ve İsrail mahkemelerinde açılan davalar, Filistinlilerin "Halletin Nahle" olarak isimlendirdiği bu arazide Yahudi yerleşim birimi inşasına engel olmuştu.

İsrail 2004'te bu araziyi, devlet arazisi ilan etti ve kullanımını yasakladı. 2014'te Yahudilerin bu toprakları kullanmasına izin veren bir karar alındı, bu yıl başında ise buraya bir Yahudi mahallesi kurulmasına karar verildi.

Bireyciye, İsrail'in söz konusu projeyle Beytüllahim'i El-Halil'den ayırmayı ve Büyük Kudüs projesi kapsamında bir yerleşim bloku inşa etmeyi amaçladığına işaret etti.

Beytüllahim'deki Yahudi yerleşim birimlerinin, Filistin beldelerine bitişik hale geldiğine vurgu yapan Bireyciye, illegal olarak tanımladığı bu plana karşı uluslararası müdahale çağrısı yaptı ve İsrail'in Filistin toprakları üzerinde işlediği suçların hesabının sorulmasını istedi.

Beytüllahim'i muhitinden ayırmaya çalışıyorlar

B'tselem (İşgal Edilmiş Topraklarda İnsan Hakları İçin İsrail Bilgi Merkezi) Araştırma Merkezi'nin Basın Sözcüsü Kerim Cubran da söz konusu yerleşim projesinin, Beytüllahim'in güneyindeki pek çok yerleşim birimiyle bağlantısını sağlayarak kenti tamamen kuşatacağını dile getirdi.

Cubran, sözlerine şöyle devam etti:

"Proje, Beytüllahim'i muhitinden ayırmayı amaçlıyor. Bu durumda, Batı Şeria'da coğrafi olarak bütünlük arz eden bir Filistin devletinin kurulması imkansız hale gelecek. Bu toprakların mülkiyeti, Artas, Vadi Rahhal ve Hindaze beldeleri ile Ayide ve Ed-Dehişe mülteci kamplarında yaşayanlara ait."

Bu bölgenin, İsrail planını ilan edinceye kadar Filistinlilerin kenti dışarıya doğru genişletebilecekleri tek alan olduğuna dikkati çeken Cubran, "Yerleşim birimleri artık Beytüllahim'i her yandan sarmış durumda. Kent, topraklarının çoğunu kaybetti." dedi.

Tehlikeli bir proje

Filistin Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, "İsrail hükümeti, geri dönüşü olmayan yeni olaylar çıkarma konusunda zamanla yarışıyor." ifadesini kullanmıştı.

Söz konusu projenin "tehlikeli" bir adım olduğu vurgulanan açıklamada, Efrat Yahudi yerleşim biriminin genişletilmesiyle ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK), sorumluluklarını üstlenme ve yerleşim projelerinin durdurulması için derhal müdahale etme çağrısı yapılmıştı.

İsrail, tarihi Filistin topraklarının yüzde 85'ine el koymuş durumda. Filistinliler ise bu alanın sadece yüzde 15'ini kullanabiliyor. İşgal altındaki Filistin toprakları üzerine kurulu Yahudi yerleşim yerleri de her geçen gün genişlemeye devam ediyor.

İsrail'in, illegal yerleşim yerlerini genişletme politikası, Filistinliler için kendi vatanlarındaki yaşam alanlarının sürekli daralması anlamına geliyor

İsrail'in 1967'deki savaşın ardından işgal ettiği Batı Şeria'da yaklaşık 250 yasa dışı Yahudi yerleşim birimi bulunuyor. Bu yerleşim birimlerinde 600 binden fazla Yahudi yerleşimci yaşıyor.

Uluslararası hukuka göre, işgal altındaki topraklardaki tüm Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı kabul ediliyor.

Editör: Mehmet Çalışkan