Tarih sahnesine ilk olarak 1000'li yıllarda çıkan çöl medreseleri, Moritanya’da toplumun ve kültürel yapının şekillenmesinde, İslami kimliğin korunmasında önemli rol oynadı.

Bedevi hayatın şartları gereği önceleri seyyar olarak kurulan mahzaralar, zamanla yerleşik hale geldi.

Kur'an ve İslami ilimlerin tahsil edildiği mahzaralar, Fransız sömürgesi döneminde, sömürge politikalarına karşı direnen bir eğitim kurumu görevi de üstlendi.

Sömürge yönetimine karşı 1860 ve 1892 yıllarında çıkarılan kabile isyanlarına mahzaralarda ders veren şeyhler liderlik etti.

Fransız yönetimi, birçok kez denetimi altına almaya çalıştığı ancak başarılı olamadığı bu ilim yuvalarının varlığı nedeniyle Moritanya’da kültürel hakimiyet sağlayamadı.

Hafızlığın yanı sıra tefsir, hadis ve fıkıh gibi klasik İslam ilimlerini tahsil ediliyor

Devlete bağlı olmayan ve toplumun her kesiminden talebe kabul eden mahzaralarda öğrenciler küçük yaştan itibaren, hafızlığın yanı sıra tefsir, hadis ve fıkıh gibi klasik İslam ilimlerini tahsil ediyor. Mahzaralarda medrese müfredatı yaklaşık 10 yıllık bir sürede tamamlanıyor.

Önceleri, öğrencilerin tüm zamanların ilme ayırmalarını sağlamak amacıyla özellikle kentlerden uzak yerlere kurulan medreselere bugün başkent Nuakşot’un her köşesinde rastlanıyor.

Ancak ülkedeki maddi imkansızlıklar nedeniyle mahzaralar, fiziki koşullar bakımından bugün henüz istenilen seviyelere ulaşmış değil.

Diyanet, TİKA ve Türk STK'lar mahzaralara yardım ediyor
Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) gibi devlet kurumları ile Türk sivil toplum kuruluşları, mahzaraların ihtiyaçlarının giderilmesi ve imkanlarının daha iyi hale getirilmesi için önemli yardımlarda bulunuyor.

Moritanya'da birçok Türk kurum ve sivil toplum kuruluşu model binalar inşa ederek ilim aşıklarının daha iyi şartlarda eğitim görmesini sağlıyor.

Özellikle çöllerdeki mahzaralara Kenya, Mali, Fas gibi ülkelerden öğrenciler İslami ilimleri öğrenmek amacıyla geliyor. Öğrenciler, aylarca buradan ayrılmayarak ilim tahsil ediyor.

Müfredattaki ilimlerin tahsilini tamamlayan talebeler, icazetlerini aldıktan sonra mahzaralarda müderris olabiliyor.

Batı Afrika ve Sahra Altı ülkelerin din adamı ve imam ihtiyacını karşılayan medreseler arasında mahzaralar ilk sıralarda yer alıyor.

Ücret talep edilmiyor
Tahta tablet, kamış kalem ve kömür mürekkebi kullanan öğrenciler, sürekli tekrarlarla tablete yazdıkları dersleri ezberliyor.

Günümüzde eski tür çadır, kerpiç mahzaraların yanı sıra modern binalara sahip birçok mahzara da bulunuyor.

Öğrencilerden eğitim ücreti talep etmeyen bu medreseler, hayır severlerin yardımlarıyla ayakta duruyor.

Nuakşot’un kenar mahallelerinde yer alan, kapılarını Anadolu Ajansına açan mahzaranın müderrisi Muhammed Sıddık, yaklaşık 170 talebesi bulunduğunu ve 50’sinin hafızlık yaptığını söyledi.

Öğrencilerin 20’sinin yatılı olduğunu, geri kalanların çevre bölgelerden sabah gelip akşam gittiğini belirten Sıddık, çok sayıda kız öğrencileri bulunduğunu da aktardı.

Sıddık, hafızlık eğitiminin süresinin öğrencilerin azmine göre 1 ila 4 yıl değiştiğini dile getirdi.

Editör: Mehmet Çalışkan