Tarihi, mimarisi ve Arnavut kaldırımlı rengarenk sokaklarıyla Cape Town'ın en gözde turistik noktalardan biri olan Bo-Kaap, şehir merkezinin hemen batısındaki Signal Tepesi'nin eteklerinde bulunuyor.

Hollandalı sömürgecilerce tutsak edilip köle olarak Cape Town'a getirilen Malay Müslümanlarına kiralanmak üzere 18. yüzyılda inşa edilen Bo-Kaap semti, bu kişilerin soyundan gelen ve semt nüfusunun büyük bölümünü oluşturan Cape Malaylarının tarihi ve kültürel merkezi kabul ediliyor.

Bo-Kaap, merkezi konumu, özgün mimarisi ve eşsiz manzarasıyla, varlıklı beyaz nüfus ve müteahhitlik firmaları için cazibe merkezi olma özelliği de taşıyor.

Bo-Kaap ve çevresinde son yıllarda hızla yükselen modern binalar, tarihi semtin mimari dokusuna yönelik endişeleri beraberinde getiriyor. Varlıklı nüfusun Bo Kaap ve çevresine taşınması, semtin düşük gelirli nüfusunun üzerinde sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan baskıya neden olan "soylulaştırma" meselesini ortaya çıkarıyor.

- "Müteahhitlik firmaları, büyük yüksek binaları inşa ediyor"

Bo-Kaap aktivisti Avukat Seehaam Samaai, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "soylulaştırma" meselesinin, apartheid sonrası dönemde Bo Kaap'ın karşılaştığı en büyük sorunlardan biri olduğunu söyledi.

Bo-Kaap ve çevresinde inşa edilen binaların tarihi semtin mimari çehresine zarar verdiğini belirten Samaai, "Büyük müteahhitlik firmaları buraya gelip bölgenin tarihi mirasını ve kültürünü dikkate almaksızın bu gördüğünüz büyük yüksek binaları inşa ediyor." dedi.

Samaasi, bu süreçte Müslüman mahallesi Bo-Kaap'ın dini ve kültürel yapısının da görmezden gelindiğine dikkati çekerek "Bo-Kaap, apartheid rejiminin ırkçı iskan yasalarına karşı direnmiş olsa da soylulaştırma yoluyla gelen ekonomik apartheida karşı koyamıyor." ifadesini kullandı.

Bo-Kaap'ın 2019'da Miras Koruma Bölgesi kapsamına alınmasının önemine işaret eden Samaasi, "Bu da bölgemize gelen müteahhitlerin, mirasımızın söz konusu kentsel gelişim üzerindeki etkisini incelemesi ve göz önünde bulundurması gerektiği anlamına geliyor." diye konuştu.

- "Kiralık evler sadece beyaza boyanabiliyordu"

Samasii, semtin 1790'larda Malay kölelere "kiralık" ev sağlamak için inşa edildiğini ve bu insanların soyundan gelenlerin de yaklaşık 200 yıl boyunca buradaki evlerde kiracı olarak yaşadıklarını söyledi.

Bugün renkli binalarıyla meşhur Bo-Kaap evlerinin tarihte bu renklerde olmadığını anlatan Samaasi, "1990'lardan önce evler ağırlıklı olarak beyazdı çünkü kiralık evler sadece beyaza boyanabiliyordu." değerlendirmesini yaptı.

Samaasi, uzun mücadeleler sonucu 1990'ların başında bu kiralık evlerin bölge halkına devredilmesinin ardından Bo-Kaaplıların evlerinin duvarlarını farklı renklere boyamaya başladığını ifade etti.

Editör: Mehmet Çalışkan