Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığınca düzenlenen 8. Dini Yayınlar Kongresi Açılış Programında konuştu.

"Dijital Yayıncılık" temasıyla gerçekleştirilen kongrede konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, yaşanan çağın bilişim çağı olduğunu belirterek; "Bu çağı ayrıcalıklı kılan en temel unsur bilgi ve onun bir yansıması olan teknolojidir. Esasen bilgi sadece bu çağın değil; tüm zamanların en etkin gücü ve en büyük imkânıdır." dedi.

- Beşeri eylemlerinin referans noktası, bilgidir

İlk insan Hz. Adem’in yaratılışına dair ayetlerin hikmetinden bahseden Başkan Erbaş, "Varlığı ve hayatı anlamlı kılan öğrenme, anlama, açıklama gibi beşerî eylemlerinin referans noktası, bilgidir. Özellikle insanın eşyayla ilişkileri ve gereksinimleri ekseninde, tarihi süreçte peyderpey elde edilen bilimsel bilgi, gerek bireysel gerekse toplumsal gelişim, değişim ve dönüşüm üzerinde tartışılmaz bir etkiye sahiptir. İnsana ve hayata dair her türlü buluş, keşif ve yenilik, bilgi sayesinde gerçekleşmiştir." ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Erbaş, bilginin saklanması, çoğalması ve yaygınlaşmasında yazının icadının önemli bir yeri olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:

"Bir ihtiyacı gidermek için ortaya konan her yenilik ve her buluş, beraberinde daha büyük yenilikleri yeni bir ihtiyaç olarak gündeme taşımıştır. Örneğin; yazının icadı, bilginin saklanabilmesi için kâğıdın icadını bir ihtiyaç olarak gündeme getirmiş ve dolayısıyla bu icat, tarihi süreç içerisinde ortaya çıkan birçok teknik gelişmenin de zeminini oluşturmuştur. Odağında bilginin yer aldığı bu icatlar silsilesi, gelinen noktada neredeyse bütün dünyayı, her şeyin sayılarla anlam bulduğu dijital bir çağa taşımıştır."

- Dijitalleşme sürecindeki en büyük etken teknolojidir

Dijitalleşme sürecindeki en büyük etkenin teknoloji olduğunun altını çizen Başkan Erbaş; "Bilgi üretimini ve paylaşımını kolaylaştıran, hızlandıran ve yaygınlaştıran teknolojik gelişmeler, her nevi bilginin dijital ortama aktarılmasına ve zaman-mekân sınırı olmaksızın tüm dünyada eşzamanlı dolaşmasına imkân sunmuştur. Bu da bilgi üretimi, bilgiye erişim ve bilgiyi işleme noktasında insanları geleneksel araç ve yöntemlerden uzaklaştırarak büyük oranda dijital mecralara yönlendirmiştir. Nitekim bugün sayıları milyarlarla ifade edilen internet kullanıcısı, artık günlük hayatın bir parçası haline gelen dijital araçlar vasıtasıyla okumakta, yazmakta, ticari işlemlerde bulunmakta ve sosyal medya üzerinden iletişim ve etkileşim sağlamaktadır." dedi.

- Bu gelişmeler insanlığı köklü dönüşümlere zorlamaktadır

Yaşanan gelişmelerin, hayatın her alanında olduğu gibi yayıncılık alanında da insanlığı köklü dönüşümlere zorladığını kaydeden Prof. Dr. Erbaş, "Yapılan ilmî mülahazalar ve tartışmalar, ortaya konulan tezler ve öngörüler, dijitalleşmenin geleceğe dair taşıdığı potansiyeli göstermesi bakımından son derece dikkat çekicidir. İnternetin ve dijital araçların bugünkü kullanımına bakılırsa ileride dijital yayıncılığın, matbu yayıncılıktan daha öncelikli bir konuma geleceği de açıktır. Dolayısıyla bu tablo, dijital dünyayla entegre olamayan yayıncılık faaliyetlerinin toplumsal ve küresel boyuttaki etkinliğini azaltacağını göstermektedir." dedi.

- İnternet ortamında doğru ile yanlış, gerçek ile yalan, fayda ile zarar, iyi ile kötü iç içe geçmiş durumdadır

Teknolojik her yeniliklerin avantajları olduğu gibi dezavantajların da bulunduğunu hatırlatan Erbaş, "Dijitalleşmenin en önemli avantajı, hiç şüphesiz bilgi üretimini ve bilgiye ulaşımı kolaylaştırmış olmasıdır. Buna karşın bilgi güvenliği ve doğru bilgiye erişim noktasında ciddi riskler barındırması da önemli bir dezavantajdır. Zira internet ortamında doğru ile yanlış, gerçek ile yalan, fayda ile zarar, iyi ile kötü iç içe geçmiş durumdadır. Esasen bu durum, bilgiyi üreten, ileten, paylaşan ve kullanan günümüz insanının, bilgi ahlakına ne denli muhtaç olduğunun da açık bir göstergesidir. Bu çerçevede insanımızın internet kullanımı konusunda bilinçlendirilmesi büyük bir önem arz etmektedir. Ayrıca çocuklarımızın ve gençlerimizin, dijital teknolojiyi “ahlakî bozulmaya maruz kalmadan kullanmalarını temin edecek imkânlar ve araçlar geliştirmek elzemdir." dedi.

- Hiç kimse ve hiç bir kurum veya kuruluş, bu çağın gerçekliklerine bigâne kalamaz

Bilgi üreten ve yayıncılık yapan kişi, kurum ve kuruluşların dijital dünyanın imkân ve risklerinden haberdar olmasının ve bu alanla ilişkilerini sürekli güncel tutmasının bir zorunluluk olduğunu vurgulayan Başkan Erbaş, "İnsana, hayata ve dünyaya dair bir gelecek tasavvuru olan hiç kimse ve hiç bir kurum veya kuruluş, bu çağın gerçekliklerine bigâne kalamaz. Diğer yandan ilk oyuncakları elektronik cihazlar olan günümüz çocuklarının ve gençlerinin tasavvur, istikamet ve istikballerinin, büyük ölçüde dijital dünyanın aktörleri tarafından şekillendirildiği de göz ardı edilmemelidir." ifadelerini kaydetti.

- Dijital mecralardan uzak kalmak gibi bir lüksümüz olamaz

Bizim bu alanı boş bırakmak ve dijital mecralardan uzak kalmak gibi bir lüksümüz olamaz diyen Başkan Erbaş, "Kuruluşundan itibaren sahih dini bilgiyle toplumu aydınlatmak için her çeşit yayın teknolojisini etkin bir şekilde kullanan Diyanet İşleri Başkanlığımız, sürekli kendini yenileyerek çağın getirdiği imkânları kullanmaktan geri durmamıştır. Bunun somut bir adımı olarak Dini Yayınlar Genel Müdürlüğümüz bünyesinde Dijital Yayınlar Daire Başkanlığı ihdas etmek suretiyle dijital mecralarda zaten uzun süredir yürüttüğümüz yayın faaliyetlerimize daha da etkinlik kazandırılmıştır." dedi.

- Başkanlığımızın dijital alandaki etkinliğini daha ileri bir noktaya taşımayı hedefliyoruz

Başkan Erbaş konuşmasını şöyle sürdürdü:

Bu bağlamda bir taraftan mevcut yayınlarımızın nitelik ve niceliğini artırmayı planlarken, diğer taraftan da geleneksel yayıncılık konusunda geniş bir müktesebatı bulunan Başkanlığımızın dijital alandaki etkinliğini daha ileri bir noktaya taşımayı hedefliyoruz. Bunun için siz değerli ilim insanlarımızın burada sunacağı ilmî ve fikrî açılımları, yaklaşımları ve derinlikli müzakereleri son derece önemsiyoruz. Zira bu alan, bilimsel yetkinlik, kapsamlı istişare ve özel bir hassasiyet gerektirmektedir.

- Sorumluluğumuzun ve toplumun bizden beklentilerinin de farkındayız

Diyanet İşleri Başkanlığı olarak dijital yayıncılık alanındaki sorumluluğumuzun ve toplumun bizden beklentilerinin de farkında olduğumuzu ifade etmek isterim. Bu bağlamda özellikle yeni neslin ilgisini çekebilen, ihtiyaçlarına, becerilerine ve iç dünyalarına doğrudan hitap edebilen nitelikli yayınlarla onları buluşturmak bizim için önemli bir sorumluluktur.

- Sahih dinî bilgiyi en doğru yöntem ve araçlarla sunma mecburiyetindeyiz

Dolayısıyla bizler, hemen her türlü eylemini ve ilişkisini dijital mecralarda gerçekleştiren günümüz insanına sahih dinî bilgiyi en doğru yöntem ve araçlarla sunma mecburiyetindeyiz. Bu yüzden, açılışını yaptığımız kongremizin dijital yayıncılık ekseninde önemli açılımlar getireceğine, büyük bir potansiyel barındıran bu alandaki hizmetlerimizin daha da verimli hale getirilmesine katkı sunacağına yürekten inanıyorum.

- Yeryüzüne iyiliğin ve güzelliğin egemen olması için yapmamız gerekenler, yaptıklarımızdan daima daha fazladır

Yapmamız gerekenler, yaptıklarımızdan daima daha fazladır diyen Erbaş, sözlerini şöyle tamamladı: 

"Her vesileyle vurguladığım bir yaklaşımı burada yinelemek istiyorum: Yeryüzüne iyiliğin ve güzelliğin egemen olması için yapmamız gerekenler, yaptıklarımızdan daima daha fazladır. Bizler, bu bilinçle çalışmaya ve üretmeye devam etmeliyiz. Üzerimize düşen, yapmamız gerekenlere odaklanarak daha fazla çalışmak ve daha çok yorulmaktır. Bu duygu ve düşüncelerle, kongremizin istifadeye medar olmasını temenni ediyorum."

Editör: Mehmet Çalışkan