Yalan yere şahitlik yapmak

Adaletin gerçekleşmesi ve hakkın ortaya çıkması büyük ölçüde şahitlerin doğru bir şekilde şahitlik yapmalarına bağlıdır. Kur’an’da müminler anlatılırken; “Onlar, yalana şahitlik etmeyen (…) kimselerdir.” (Furkân, 25/72) buyrulmaktadır.

İslam’da adaleti gerçekleştirmek için şahitlik görevini yerine getirmek emredilmiş, zulmü gidermek için şahitlikten kaçınmak veya “yalancı şahitlik” ise yasaklanmıştır.

Kur’an’da, “Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa, Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun.” (Nisâ, 4/135) buyrulmuştur. Peygamberimiz de (s.a.s.), “Doğruluktan ayrılmayın. Çünkü doğruluk insanı iyiliğe, iyilik de cennete götürür. Yalandan kaçının. Zira yalan insanı kötülüğe, kötülük de cehenneme götürür…” (İbn Mace, Mukaddime, 7) buyurmaktadır.

İslam’a göre yalan söylemek kesinlikle haram olduğu için; yalancı şahitlik yapan karşı tarafın hakkını ihlal ederek iki yönlü günaha girmiş olur.

Editör: Mehmet Çalışkan