Mekke döneminde miraç mucizesini anlatan âyetle açıklanır değeri. (İsra, 17/1) O kutlu gecede Allah Resûlü’nü ağırlamıştır Kudüs. İsra suresinin hemen ardından yine Hz. Peygamber’in vasiyetiyle çıkıyor karşımıza Kudüs; gitmeyi teşvik ettiği hatta emrettiği belde olarak. Öyle ki sadece gidene değil gidemeyene de sorumluluk yüklüyor. “Oraya gidin ve içinde namaz kılın. Çünkü orada kılınan bir namaz başka yerdeki bin namaza bedeldir. Oraya gitmeye gücünüz yetmezse kandillerinde yakılmak üzere zeytinyağı gönderin. Kim bunu yaparsa oraya gitmiş ve namaz kılmış gibi olur.” (Ebu Davud, Kitabu’s-Salat, 14)

Öncelikle “gidin” diyor emir, gidin ve orada namaz kılın… Eğer gücünüz yetmezse, gitmekten aciz iseniz zeytinyağı gönderin ki kandilleri ışıldasın. Bu emirde bir semboldür zeytinyağı… Kudüs’e gidemeyenin dahi Mescid-i Aksa’ya ve oranın ehline fiilen destek olması gerektiğini hatırlatır.

Peygamberler diyarıdır Kudüs. Biz ki bütün peygamberlere aynı muhabbetle iman ederiz. İşte o imanımıza konu ettiğimiz Resullerden mirastır Kudüs. Kıyamete kadar ümmete emanettir Kudüs.

SÖZÜN ÖZÜ

Çok konuşan, çok hata yapar. Çok hata yapanın hayâsı azalır. Hayâsı azalanın takvası azalır. Takvası azalanın kalbi ölür. Kalbi ölen, cehenneme girer.

Hz. Ali (r.a.)

Editör: Mehmet Çalışkan