Üç Kıskanç Adam

Üç kıskanç adam geniş bir çölde karşılaşır. Birbirlerine nereden geldiklerini sorarlar. Birisi, “İnsanların mutluluğunu kıskandığım, buna dayanamadığım için çöle düştüm.” der. İlginçtir ki diğerlerinin çöle düşme sebebi de aynıdır.

Yürüyerek küçük bir gölün kıyısına gelirler. İçlerinden biri ayağının altında sert bir cisim olduğunu söyleyerek diğerlerini yardıma çağırır. Toprağı kazınca altın dolu bir küp bulurlar. Altını üçe bölmeye karar verirler. Ancak kıskançlıktan ne altınları bölüşebilir ne de küpün başından ayrılabilirler. Açlıktan ölecek hale gelirler. O sırada avlanmakta olan padişah onların durumunun kıskançlıktan kaynaklandığını öğrenince hangisinin daha kıskanç olduğunu sorar.

Birincisi, “Ben, çünkü kimseye iyilik yapamıyorum.” der. İkincisi, “Hayır ben! Çünkü ben değil kendimin, bir başkasının bir başkasına iyilik yapmasını dahi kıskanıyorum.” der. Üçüncüsü de, “O da bir şey mi, ben bana iyilik yapılmasını bile kıskanırım.” der. Adamların bu ruh haline çok kızan padişah üçünü de cezalandırır.

Editör: Mehmet Çalışkan