İslam’da tevekkül anlayışının önemli bir yeri vardır. Tevekkül, bir konuda gerekli tedbirleri almak suretiyle üzerine düşeni yaptıktan sonra işin sonucunu Allah’a havale etmektir. Kur’an’da, “Ey iman edenler! Tedbirinizi alın...” (Nisâ, 4/71) buyrulur. Devesini bağlayıp mı yoksa bağlamadan mı tevekkül etmesi gerektiğini soran bir sahabiye Hz. Peygamberin, devesini bağlayarak tevekkül etmesini söylemesi (Tirmizî, Kıyamet, 60) bu konuda güzel bir örnektir.

“Tedbir gibi bir akıl yoktur” (İbn Mâce, Zühd, 24) diyen Sevgili Peygamberimiz tedbirli yaşamın önemini vurgulamıştır. Onun, uyumadan önce ateşin söndürülmesi, kapıların kilitlenmesi, yiyecek ve içecek kaplarının üstünün kapatılması (Buhârî, İsti’zân, 49, 50) vb. tavsiyeleri bu konuda yol göstericidir. Vebanın bir türü olan tâun hastalığının bulunduğu yere girilmemesi ve orada bulunanların dışarı çıkmamasına yönelik talimatı da (Tirmizî, Cenâiz, 66) salgın hastalıklara karşı tedbirli olmasının bir örneğidir. Bizler de onun gibi hayatın her alanında tedbirli olmaya gayret etmeli, ne zaman karşılaşılacağı belli olmayan deprem ve sel gibi doğal felaketlere karşı da gerekli tedbirleri almayı ihmal etmemeliyiz.

Editör: Mehmet Çalışkan