Savurganlık

Savurganlık maddi imkanlarımızı yok ettiği gibi, bizi yarınını düşünmeyen, sorumsuz ve disiplinsiz insanlar hâline de getirmektedir. Savurduğumuz şey sadece para pul değil, aynı zamanda yok olup giden emeğimiz, şevkimiz ve geleceğimizdir. Hâlbuki insan yarınıyla ilgili kaygılar besleyen bir varlık olarak diğer canlılardan ayrılır. İnanan bir kimsenin sadece kendi geleceğine dair değil, ailesine, topluma hatta gelecek nesillere dair kaygıları vardır.

Arzu ve isteklerini makul ölçüler içerisinde tutamayan insanların, geniş imkanlara sahip olmalarına rağmen huzur ve mutluluktan yoksun olduklarını görmek zor değildir. Temel ihtiyaçların dışındaki lüks harcamalar, toplumu da huzursuz etmektedir. Yiyecek, giyecek ya da yakacak gibi en temel ihtiyaçlarını karşılayamayan insanların olduğu bir toplumda ölçüsüzce yapılan harcamalar insanlarda hasede kin ve nefrete yol açabilir. Dinimiz toplumun muhtaç kesimlerine karşı kendi refahını düşünenleri en ağır biçimde eleştirmiştir: “...Zulmedenler ise kendilerine verilen refahın peşine düştüler…” (Hûd, 11/116)

Editör: Mehmet Çalışkan