Nasıl Bir Tevekkül?

Dünyalık sevdasından vazgeçmek niyetinde olan bir derviş varmış. Bu derviş kırlarda gezer, Allah’ı tespih edermiş. Bir gün yine kırlarda gezerken ayağı olmayan bir tilki görmüş. ‘Bu sakat hayvan ormanda ne yer, ne içer?’ diye merak edip tilkiyi takip etmeye karar vermiş. Biraz sonra güçlü kuvvetli bir aslan gelmiş. Aslan az önce avladığı bir hayvanı dişleriyle parçalayıp güzelce yemiş. Yemeğin artığını bırakıp gitmiş. Sakat tilki de aslandan arta kalanlarla karnını doyurmuş. Derviş bu olaydan çok etkilenmiş. Kendi kendine şöyle düşünmüş; “Rabb’im ne kadar büyük! Yüce Allah bu sakat tilkinin yemeğini ayağına kadar yolluyor, benim de rızkımı gönderir elbet. Öyleyse ben de çalışmayayım sadece Allah’a sığınıp rızkımı bekleyeyim.” Derviş böylece aç kalmış. Kuytu bir köşede, gözlerinin feri gitmiş, yüzünün rengi solmuş hâlde kalakalmış. Onu bu halde gören arkadaşı niye bu durumda olduğunu sormuş. Derviş zorlanarak anlatmış. “Kendi yiyeceğini kendin kazanmak en hayırlı olandır.” demiş.

Editör: Mehmet Çalışkan