Mabed ve Mekteb

Allah Resûlü hicretten sonra Medine’ye ayak basar basmaz mescidin yapımına başlamıştı. Belli ki mescid, onun medeniyet projesinde önemli bir kurumdu. Yoksa daha hicret ederken yarı yolda Kuba mescidini yaptırır mıydı?

Nitekim Medine’ye ulaştığı ilk gün devesinin çöktüğü Ebu Eyyûb el-Ensârî’nin evinin karşısındaki boş arsaya, bu medeniyet kurumunun inşa edilmesi kararını verdi. Önce arsa inşaata elverişli bir hale getirildi. Mescidin yapımında Hz. Resûl bir işçi gibi bizzat çalıştı. Yedi ayın sonunda mescidin yapımı tamamlanmış, bu kutsal yapının hemen yanına mütevazı bir de okul yapılmıştı. Etrafı açık, üstü de hurma dallarıyla gölgelendirilmiş olduğu için buraya çardak manasına gelen “suffe” denildi. Suffe ehlinin İslami ilimlerin gelişmesine doğrudan etkisi olmuştur. Ebû Hüreyre olmak üzere çok hadis rivayet eden sahabiler Ehl-i Suffe’dendir. İslam medeniyetinin model şehirciliğinde mabed ve mektep bir bütün olarak hayatın merkezinde yer almaya başladı.

Editör: Mehmet Çalışkan