Kur'anî bir değer: Emanet

İnsan, yaratılış olarak diğer canlılardan farklı özelliklere sahiptir. Bu onu yaratılmış olan varlıklar arasında seçilmiş bir konuma yükseltir. Bu sorumluluk “Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi. Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir.” (Ahzâb, 33/72) şeklinde ifade edilir.

Emanet deyince genelde aklımıza, koruması için birine geçici olarak bıraktığımız şey gelir. Bu hukuk ağırlıklı bir tanımdır. Emanetin bir de ahlaki boyutu var ve bunu “güvenilir olmak” temelinde ele almak mümkün. Bu yönü ile “Emanet” kavramı hayatın tüm alanlarını kapsar.

Emanet bilinci, doğru ve dürüst olmanın göstergelerinden biridir. Emanete riayet, güveni boşa çıkarmamak, verilen vazifeyi hakkıyla yerine getirmek, sağlığı, aileyi, malı veya sözü korumak demektir aynı zamanda.

Toplumu ayakta tutan temel dinamiklerden biri olan emanet duygusu, insanlar için güzel örnek olan peygamberlerin de en önemli vasıflarındandır.

Editör: Mehmet Çalışkan