Huşû İle Namaz

Namazda huşû kişinin bütün kalbiyle Allah’a yönelerek her türlü dünyevî düşünceden uzak durmaya çalışması, kendini O’nun huzurunda hissedip sükûnet ve vakar içinde boyun eğmesi, Allah’ın huzurunda kulun takınması gereken bir kulluk tavrıdır. Kur’an’ı Kerim’de “Gerçekten namazlarında huşû içinde olan müminler kurtuluşa ermiştir” (Mü’minûn 23/1-2) mealindeki ayet namazda huşûun önemine dikkat çekmekle birlikte; Peygamberimiz huşû halini zedeleyecek şekilde namaz kılanları ikaz etmekte, bizzat kendisi gözünün nuru saydığı namazda hem zihnini hem de bedenini gafletten ve gafilce hareketlerden uzak tutarak huşûda ümmetine örnek olmaktadır.

Nitekim, Sevgili Peygamberimiz namazda rahmete nâil olabilmek için yüzünü sağa sola çevirip bakmak, namaz vaktinin çıkması söz konusu olmadığı halde sıkışık abdestle namaz kılmak, yemek hazırken namaza durmak gibi davranışlardan hem namaz kılan zihni maşgul edeceğinden hem de namazın ruhu olan huşûu zedeleyeceğinden kaçınılmasını istemiştir.

Editör: Mehmet Çalışkan