İnsan dünyaya günahsız bir şekilde tertemiz gelir. Zaman zaman nefis ve şeytanın telkinleri ile günah işleyebilir. Ama hiçbir zaman ümitsizliğe düşmez. Bilir ki, onu yaratan, doğru yolu gösteren ve hata yaptığında tövbe etmesini bekleyen bir Rabbi vardır. Bunun yanında hiçbir günahı da küçük görmez. Tövbe ile temizlenmeyen her günahın hesabını vermek zorunda kalacağını bilir.

Günah işleme noktasında insanın en çok yanıldığı şey, “Bundan ne çıkar ki! diyerek küçümsediği yanlışlardır. Resûlüllâh bu konuda şu uyarıyı yapmıştır: “Hafife alınarak işlenen günahlardan sakın. Çünkü Allah adına bunları sorgulayacak bir görevli melek vardır.” (İbn Mâce, Zühd, 29)

Günahlardan kurtulup ilâhî affa ulaşmanın yolu tövbe etmektir. Tövbe aman dilemek, Rabbimize el açıp bizi affetmesi için yalvarmak, yüzsuyu dökmektir. İslam, kimseye Allah ile kulun arasına girip günah çıkarma yetkisi vermez. Herkes günahı için doğrudan Allah’a yalvarır ve taleplerini O’na bizzat yöneltir. Tövbe etmeden Allah’ın huzuruna varanlar için ise pişmanlık vardır.

SÖZÜN ÖZÜ

Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın.

Şeyh Edebali

Vatan, bize kılıcımızın ekmeğidir.

Namık Kemal

Editör: Mehmet Çalışkan