Erdemli Bir Duruş: Sadakat

Doğruluk ve sadakat, ahlaklı ve erdemli bir hayat için vazgeçilmez ilkelerdendir. Mümin, özü sözü doğru olandır. Dilini yalan, gıybet, boş ve kötü sözle kirletmeyendir. Peygamberimiz (s.a.s.), “Her kim Allah ve Resûlünün kendisini sevmesini istiyorsa sözünde doğru olsun.” (Abdürrezzâk, el-Musannef, 19748) ifadesiyle müminde bulunması gereken sözün sadakatine vurgu yapmıştır.

Doğruluk, sadece dilden dökülen sözcüklere bağlı değildir. Gerçek anlamda sıdk ve doğruluk; hak ve hakikati tasdik etmektir. Sözünde durmaktır. Yüce Allah’ın “Onlar emanetlerine ve verdikleri sözlere riayet ederler.” (Müminûn, 23/8) ayeti ile müminleri vasıflandırdığı erdemli bir duruştur sadakat.

Müminin sadakati kendisini yaratan Rabbinedir. Mümin, daima Allah’ın gözetiminde olduğu bilinciyle hareket eder. Rabbinin hoşnut olmayacağı durumlara düşmekten ateşe atılırcasına korkar. Hayatın anlamını O’na kullukta bulur. Dünyevi ve uhrevi tüm ilişkilerini sadakat ölçüsünde sürdürerek herkese güven verir.

Editör: Mehmet Çalışkan