Mukabele, “karşılık verme, karşılama, karşılık” anlamına gelen ve Peygamberimiz (s.a.s.) ile Cebrail (a.s.)’in arz ve mukabele şeklinde her Ramazan ayında Kur’an’ı birbirlerine okumaları temeline dayanan ve Efendimizin vefat yılında da iki kere okunmasıyla sünnet olarak miras bırakılan bir gelenektir.

Mukabele, on dört asırdır süre gelen ve Kur’an-ı Kerim’in daha iyi anlaşılmasına, yaşanmasına, takip edenlerin daha güzel okumasına vesile olan; Ramazan ayını âdeta bir ibadet mevsimine çevirerek yüreklerin Kur’an nuruyla yenilenmesine vesile olan bir ibadettir. Mukabele geleneği; Anadolu’da kök salan, Ramazan’ın vazgeçilmezlerinden olan, severek benimsenen bir gelenektir. Anadolu halkı, mukabele geleneğine sahip çıkmış; bu sünnete sahip çıktığını fiilleriyle de göstermiştir.

Anadolu halkı, Kur’an ve Kur’anî değerler çizgisinde, bizlere Peygamberimiz (s.a.s.)’den emanet olarak bırakılan Kur’an-ı Kerim’i yine onun gibi arz ve mukabele yöntemiyle Ramazanlarda okumaya devam edegelmiştir.

SÖZÜN ÖZÜ

Ruh ekinlerinin daha temiz ve gür büyümesi, başaklarının hakikat sütüyle dolu olması için âdeta Nil, Fırat, Dicle dolusu şelalelerin ruhtan akması, ruhun iman nuruyla yıkanması gerekir.

Sezai Karakoç

Editör: Mehmet Çalışkan