Doğruluk: özü sözü bir olmak

Sevgili Peygamberimiz, “emin” vasfıyla bilinip, temsil ettiği İslam dini de bir erdem olarak doğruluğu benimsemiş ve teşvik etmiştir. İslam dininde, Allah’a ve peygamberine inanarak özü sözü bir olanlar anlamındaki “sadıklar” için çeşitli mükâfatlar (Hadîd, 57/19) hazırlanmıştır. Zira imanla doğruluk arasında sıkı bağ vardır. İnsan başta Rabbine karşı sadık olmalı, sonra da niyet ve eylemleriyle tutarlı ve doğru bir yol izlemelidir. Ancak bu şekilde sırat-ı müstakime (Fâtiha, 1/6) yani dosdoğru yola ulaşılabilir.

Söz ve davranışlarında dosdoğru olmak, Resûlullah’ın en önemli özelliklerinden biri olduğu kadar müminlerin de en belirleyici vasfı haline gelmiştir. Çünkü müminin kalbi, imanın ve doğruluğun merkezidir. Küfrün yuvalandığı bir kalpte iman, hıyanetin kök saldığı bir kalpte emanet bulunamayacağı gibi, yalanın kararttığı bir kalpte de doğruluk barınamaz. Zira Hz. Peygamber, “Bir kişinin kalbinde aynı anda imanla küfür, doğrulukla yalancılık, hıyanetle emanet bir arada bulunmaz.” (İbn Hanbel, II, 349) buyurmuştur.

Editör: Mehmet Çalışkan