Abdest: Manevî Parlaklık

Allah Resûlü (s.a.s.), âdeti olduğu üzere, bir gün sahabilerle birlikte bir kabristana uğradı ve “Esselâmü aleyküm ey müminler diyarının sakinleri!” diyerek selam verdi. Sonrasında ise “İnşallah biz de size katılacağız, ancak din kardeşlerimizi dünyada görmüş olmayı çok arzu ederdim!” diye ekledi. Bunu duyan sahabiler, “Ya Resûlallah! Biz senin kardeşlerin değil miyiz?” dediler. Allah Resûlü, “Siz benim ashabımsınız, kardeşlerim ise henüz dünyaya gelmeyenlerdir.” buyurdu. Bunun üzerine ashab-ı kiram, “Ya Resûlallah! Ümmetinden henüz dünyaya gelmeyenleri nasıl tanıyacaksın?” diye sordular. Resûlullah (s.a.s.), “Bir adam siyah atlar arasında, alınları ve ayakları beyaz atları olsa, onları tanımaz mı?” dedi ve ümmetinden hiç görmediği insanları kıyamet gününde nasıl tanıyacağını şu cevabıyla bildirdi: “Benden sonra gelecek olan kardeşlerim, aldıkları abdestten dolayı kıyamet günü abdest azaları parlayarak gelecekler. Ben de onları Kevser havuzu başında karşılayacağım.” (Müslim, Tahâret, 39; Nesâî, Tahâret, 110)

Editör: Mehmet Çalışkan