“İman edenlerin Allah’ı zikretmekten ve inen haktan dolayı kalplerinin saygıyla ürpermesinin zamanı gelmedi mi?” (Hadid, 57/16) diye soruyor Âlemlerin Rabbi. Geldi de geçiyor bile. Zira Rabbimize verdiğimiz kulluk sözünü unutmaya başladık gün geçtikçe. Hayat telaşesi bizi kıskıvrak yakalayıverdi, her gün bir başka bahaneyle erteler olduk O’nu anmayı, zikrinden an be an uzaklaşır olduk. “Beni anın ki ben de sizi anayım” (Bakara, 2/152) demişti oysa Yaratan. Televizyon ve bilgisayar karşısında akıp giden zamana aldırmayan, telefonla konuşmak uğruna bütün işini bırakan bizler, O’nu anmaya vakit bulamadık.

Oysa ibret nazarıyla bakabilsek her şeyde Rabbimizi hatırlatan nice ayetler göreceğiz. Esen rüzgârdan yağan yağmura, açan çiçekten gökteki yıldıza Allah’ın takdiriyle yaratılan bu kâinatı temaşa edelim. Her yerde O’nun kudretini görelim, her eseriyle birlikte O’nun başka bir esmasını fark edelim. Fark ettikçe hayretimiz artsın. Neticede O’na, tekbirlerle, tehlillerle fikrimizi ve zikrimizi artıralım. Yeni güne başlarken, elbisemizi giyerken, ağzımıza ilk lokmayı koyarken besmeleyle başlayalım... Rabbimizi analım ki O’nun desteğini her an yanımızda bulalım.

Editör: Mehmet Çalışkan