Efendimiz (s.a.s.) “Muhakkak ki şeytan, insanın vücudunda kanın dolaştığı gibi dolaşır…” (Müslim, Selâm, 24) buyurarak, sinsice hareket eden şeytana karşı her an teyakkuzda olmak gerektiğine dikkatleri çekmiştir.

Vücudu baştan başa kaplayan kanın damarlarda sessiz sedasız, ama daimî deveranı gibi şeytan da binbir türlü hilesi ve vesvesesiyle insanı çepeçevre kuşatır ve onu mütemadiyen kötülüğe çağırır. İnsanın, Rabbinin koyduğu sınırları aşması için elinden geleni yapar. Yaptığı tüm kötülükleri süslü gösterir insana ve onu sahte vaadleriyle kandırır. Zira şeytan, kibrine yenik düşüp Rahman’a asi olduğu ve huzur-ı ilahîden kovulduğu gün, lanetlenmesine sebep olarak gördüğü insana düşman kesilmiştir. Onun da kendisi gibi ilahî rahmetten uzak kalması için bütün yolları denemeyi kendine görev kabul etmiştir.

Bize düşen şeytanın telkinlerine karşı güçlü bir iradeye sahip olmak ve ilahî yardımı talep etmektir. Zira Rabbimiz şöyle buyurmaktadır Kerim Kitabı’nda: “Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni ayartmaya çalışırsa, hemen Allah’a sığın.” (Fussilet, 41/36)

SÖZÜN  ÖZÜ

Hayatta her şey Allâh’ın taksîmi iledir. Allah; kimini zengin, kimini yoksul, kimini sağlam, kimini sakat, kimini âlim ve kimini câhil kılmıştır. Kendinden düşük kimseleri gördüğün vakit, böbürlenip onları hakîr görme.

İmam Gazâlî

Editör: Mehmet Çalışkan