Allah Resûlü’nün on sekiz aylık oğlu İbrahim’in vefat ettiği gün güneş tutulmuştu. Bunun üzerine bazı kimseler cahiliyeden kalma batıl inançların etkisiyle güneşin İbrahim’in ölümünden dolayı tutulduğunu düşünmeye başladılar.

Allah Resulü onları şöyle uyardı: “Güneş ve Ay, Allah’ın ayetlerinden iki ayettir. Hiç kimsenin ölümünden ya da doğumundan dolayı tutulmazlar. Bunları (güneş veya ayın tutulduğunu) gördüğünüz zaman Allah’ı zikredin, tekbir getirin, namaz kılın ve sadaka verin.” (Buhârî, Küsûf, 2) Böylece gök cisimleri ile insanların doğumu ve ölümü gibi olaylar arasında bağ kurmanın yanlışlığına dikkat çekti.

Güneş, Ay, yıldızlar ve diğer gök cisimleri Allah’ın koyduğu kanunlara göre mükemmel bir şekilde hareket eder. Yüce Allah “Üstlerindeki göğe bakmazlar mı? Onu nasıl bina ettik, nasıl donattık! Onda hiçbir düzensizlik ve eksiklik yoktur.” (Kâf, 50/6) buyurur. İnsana düşen bu muazzam yapı üzerinde düşünmek, Allah’ın azameti karşısında kulluğunu yalnız O’na hasretmektir. Gökyüzünü tefekkür ve dua vesilesi bilmektir.

SÖZÜN ÖZÜ

Vazifelerin yerine getirilmesi kahramanlık değildir. Kahramanlık, vazifenin bittiği yerde başlar ve vatan hayrına en aziz varlıkların fedasının sona erdiği yerde tamamlanır.

Kazım Karabekir

Editör: Mehmet Çalışkan