İstanbul’u ele geçirerek Osmanlı Devleti’ni savaş dışı bırakma emellerine ulaşamayan İşgal kuvvetleri Basra Körfezi üzerinden Bağdat’ı ele geçirip Anadolu’ya girmeyi hedeflemişler, fakat 29 Nisan 1916 günü Kûtü’l-Amâre’de tarifi imkansız bir bozguna uğramışlardı. Kûtü’l-Amâre Zaferi, İngilizlerin I. Dünya Savaşı’nda Çanakkale’den sonraki en ağır yenilgisidir. Bu zafer aynı zamanda ecdadımızın Çanakkale’den sonra ikinci büyük zaferidir.

İngilizlerin 30 bin zayiat verdikleri bu savaş neticesinde, 13 general, 481 subay ve 13.300 askeri de esir edilmiştir. Britanya askeri tarihinin en aşağılık ve onur kırıcı teslimiyeti olarak nitelendirilen bu büyük zaferimiz, İngilizler için tam bir hayal kırıklığı olmuştur.

Türlü imkansızlıklar içinde İngilizlere karşı kazandığımız bu zafer 1952 yılına kadar Kut Bayramı olarak kutlanmış, NATO’ya üyelik sürecinde kutlanmaktan vazgeçilmiştir. Fakat hiçbir zaman aziz milletimizin hafızasından ecdadımızın bu eşsiz zaferi silinmeyecektir.

Kûtü’l-Amâre zaferini bize armağan eden kahraman şehitlerimizin ve ecdadımızın ruhları şad olsun.

SÖZÜN ÖZÜ

Dünyayı bize büyük gösteren bizim küçüklüğümüz oğul. Hırsımız, sabırsızlığımız, bencilliğimiz. Tarık Buğra

Doğrudan ayrılmayan kimse, hata da etse ona göz yumarlar. Yalancılıkla ün yapan kişiye de kimse inanmaz. Sa‘dî-i Şîrâzî

Editör: Mehmet Çalışkan