Taassup bir şeye aşırı düşkünlük ve tutkuyla bağlanmak ve onun dışındaki her şeyi reddetmek anlamında bir kavramdır. Taassup, dinine sıkı sıkıya bağlı olma ve dinî değerlerinden taviz vermemeyi değil körü körüne bir bağnazlık ve fanatizmi ifade eder. Taassupta bir görüşe, bir düşünceye, bir cemaate veya bir mezhebe körü körüne bağlanma, onu savunma ve onun dışında kalanları dışlama söz konusudur.

Taassup yalnızca dinî alana mahsus bir kavram da değildir. Hayatın hemen her alanında da aşırılıkları, dışlayıcılıkları ve fanatizmi görebilmek mümkündür. Böyle bir anlayışta hakkın ve hakikatin peşinden koşmayı ilke edinen Müslümanca bir tavırdan çok, mutlak anlamda hakkı ve hakikati kendi tekeline alan, diğerlerini dinlemeden yok sayan bir davranış modeli söz konusudur. Psikoloji alanındaki araştırmalar taassubu ruhi bir saplantı olarak tanımlamaktadır. Böylesine bir saplantıda karşı görüşler düşman olarak görülmekte ve şiddet zemini oluşmaktadır. Bu ise toplumlardaki dayanışma ruhunu, birlik ve bütünlüğü tehlikeye sokmaktadır ki taassubun en büyük tehlikesi de budur.

SÖZÜN ÖZÜ

Dinin, içtimaî nizamı muhafazada, kültürel inkişafta ve millî birliği korumada en kuvvetli bir unsur olduğu münakaşadan müstağnidir. 

Prof. Dr. Osman Turan

Editör: Mehmet Çalışkan