Süt akrabalığı, çocuğun annesinden başka bir kadın tarafından emzirilmesi sonucunda, çocukla sütanne ve onun belirli derecedeki yakınları arasında oluşan akrabalıktır.

İslâm dini sütten doğan akrabalık bağlarını nesebe dayalı akrabalık bağı gibi kabul etmiştir. Nitekim çocuğu et ve kemik bakımından geliştiren süt, aynı zamanda çocuk ile onu emziren arasında tıpkı öz anne ile yavrusu gibi duygusal bir bağ oluşturmaktadır. Böylece birlikte büyüyen süt kardeşler arasında da tıpkı öz kardeşler arasındaki gibi bir ilişki ortaya çıkarmaktadır. Bu sebeple kendileri ile evlilik bağı kurulamayacak hanımların açıklandığı âyet-i kerimede sütanne ve sütkardeşler de zikredilmiştir. (Nisâ, 4/23)

Nasıl ki öz anne, binbir zahmetle dünyaya getirip yetiştirdiği yavrusu üzerinde hak sahibi oluyorsa, sütanne de çocuğa sütüyle can verdiği için aynı şekilde hak sahibi olmaktadır. Bu bakımdan İslâm’da, süt hakkı son derece önemli addedilmiştir ki, sütannenin yanında büyüyen Efendimiz (s.a.s.) hayatı boyunca, sütannesine ve süt kardeşlerine saygı, sevgi ve hürmette kusur etmemiştir.

SÖZÜN ÖZÜ

Sadece özgürlük sık kullanmakla eskimez. Bela aramak cesaret değil deliliktir. Cesaret insanın sakınamayacağı sorunlarla makul bir şekilde yüzleşme istekliliğidir.

Aliya İzzetbegoviç

Editör: Mehmet Çalışkan