Rabbimiz, kendisinden isteyeni kapısından kovmaz. Yeter ki, kul sadece O’na dayansın, samimi bir kalp ile “Allah’ım! Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.” (Fâtiha, I/45) diyerek tevekkül etsin.

Allah, samimi bir şekilde ibadet eden kulunu sever ve onu veli kulları arasına alır. İşte o zaman Allah şöyle buyurur: “Kim benim bir veli kuluma/dostuma düşmanlık ederse, ben de ona harp ilan ederim. Kulum, kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevimli bir şeyle bana yaklaşamaz. Kulum nafile ibadetlerle de bana yaklaşmaya devam eder, ta ki ben onu severim. Sevince de artık onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum. Benden isterse muhakkak ona istediğini veririm. Bana sığınırsa muhakkak onu korur ve kollarım.” (Buhârî, Rikâk, 38) Allah, canıgönülden isteyen kuluna aklına gelmeyen pek çok nimet bahşeder. Dahası onu başka hiçbir gölgenin bulunmadığı o dehşetli kıyamet gününde kendi gölgesinde barındırır. Altından ırmaklar akan cennetlerde ona sonsuz saadet verir.

SÖZÜN ÖZÜ

Tanrı, iradesini hâkim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için Tanrı’yı kullanırlar. Giordano Bruno

Editör: Mehmet Çalışkan