Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurmaktadır: “İman etmedikçe cennete giremezsiniz! Birbirinizi sevmedikçe de kâmil anlamda iman etmiş olamazsınız! Size birbirinizi sevmenize vesile olacak bir davranış öğreteyim mi? Aranızda selâmı yayın!” (Müslim, İman, 93)

Yüce Rabbimizin isimlerinden biri de “es-Selam”dır. Rabbimiz, barış ve esenliğin kaynağıdır. Bu yüzden bizler, her namazımızın ardından O’nun “Selam” adını anarız. “Allahümme ente’s selâm ve minke’s selâm. Tebârekte ya ze’l-celâli ve’l-ikram!” deriz. Yani “Allah’ım sen Selâm’sın. Barış, eman ve güven Senden gelir. İzzet ve ikram sahibi Rabbim, Sen ne kadar yücesin!” diye sesleniriz. Bizleri selâmete ve hidayete erdirmesini, huzur ve emniyet içinde yaşatmasını Rabbimizden niyaz ederiz.

“Selâmün aleyküm”, “Allah’ın selamı üzerinize olsun” der, iyi niyetlerimizi duaya dökeriz. Selam, dost olduğumuza ve bizden zarar gelmeyeceğine dair karşımızdakine verdiğimiz teminattır. Selam, küslüğü ve kini unutup kardeş kalma ahdidir. Zira tebessümle verilen bir selam, kırgınlıkları ve endişeleri yok eder. Yürekleri birleştirir, şefkat ve nezakete vesile olur.

Editör: Mehmet Çalışkan