İnsanların birbirlerini sevmelerini imanın bir gereği olarak gören Allah’ın Elçisi, sevgiyi devamlı kılmanın ve yüce bir değer hâline getirmenin yolunu da göstermiştir. O da şu veciz hadisinde ifadesini bulmuştur: “Hiçbiriniz kendisi için istediğini kardeşi için de istemedikçe hakkıyla iman etmiş sayılmaz.” (Buhârî, Îmân, 7) Bu davranış olgunluğu, kâmil bir imanın göstergesi olduğu gibi kalıcı ve değerli sevgi ilişkileri sürdürmede de önemli bir rol oynar. Her birey tüm sevdiklerine bu olgunlukla davrandığı sürece uzun süreli, huzurlu ve sevgi dolu ilişkiler yaşamak hiç de zor olmayacaktır. Allah Resûlü, sevginin sağlam temellere oturtulması ve böylece gelişmesine zemin sağlanması için insanların önce birbirlerini tanımaları gerektiğini ifade etmiştir. Tanışıp kaynaşan insanların da karşılıklı olarak birbirlerini sevebilmelerinin yolunun ise selâmlaşmaktan geçtiğini belirtmiştir: “Size, yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey öğreteyim mi? Aranızda selâmı yayın.” (Müslim, Îmân, 93)

SÖZÜN ÖZÜ

Doğruluk emanet, yalancılık hıyanettir.

Hz. Ebu Bekir (r.a.)

İyileri besleyen kötülük görmez. Ama kötüyü besledin mi kendine düşmanlık edersin.

Sa‘dî-i Şîrâzî

Editör: Mehmet Çalışkan