Yerlerle göklerin sahibi olan yaratıcı, rızık kapılarını kimseye kapatmaz. O’nun ilim denizi karşısında iki cihan bir damla su gibidir. Bütün günahları bilir görür de yine de kullarına sabır ve anlayışla yaklaşır... O’nu bilmeyen varlık yoktur, huzurunda açık gizli aynı tondur. Ol emriyle evren oluverdi. Evet, uçsuz bucaksız evreni O yoktan var etti. Kudretiyle varı tekrar yok eder, alıp mahşerde buyur eder. Cümle âlem ilahlığında hemfikirdir ve fakat onun mahiyetini bilmekte çaresizdir. Ne insanlar büyüklüğünü, ne de gözler vasıflarını anlayabilir. Ne Ankakuşu zatının semasında uçabilir, ne de akıl zatının özünü açıklayabilir. Girdabında binlerce gemi batmış ne ki hiçbirinin tek tahtası bile kıyıya vurmamıştır.

Gece gündüz onun hakkında derin düşüncelere daldım. Bir ara dehşet kolumdan yakalayıp ‘Kendine gel, evreni kuşatan bu yüce varlığı küçücük aklınla nasıl anlayacaksın!’ deyip beni uyardı. Evet, anladım ki zatını yine ancak kendi bilir ve bu mahalde asla akla geçit yoktur. Her şeye rağmen ey bu yolda yürümek isteyen kişi! Önce seni geri getirecek akıl atının sinirlerini tamamen çekiver. Sonra gönül aynasına sık sık bak ve her türlü dilekten adım adım arın!

Editör: Mehmet Çalışkan