Sabah namazı vakti, insanların ihtiyaçlarını temin için yeryüzüne dağılmaya başlayıp, Allah’tan rızık talep ettikleri bereketli bir zamandır. Meleklerin kulların işleri ile ilgili bilgi arz ettikleri bir vakittir. Günün ilk ibadeti sabah namazıdır. Kitabımızda sabah namazına özel vurgu yapılmaktadır. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Güneşin zevalinden (öğle vaktinde batıya kaymasından) gecenin karanlığına kadar (belli vakitlerde) namazı kıl. Bir de sabah namazını kıl.

Çünkü sabah namazı şahitlidir.” (İsrâ, 17/78) Sabah vaktinde kalkmak bir gayret gerektirir. Nefis ve şeytan insanın bu gaflet anından yararlanmak ister. Sabah namazını cemaatle kılmanın fazileti yüksektir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurmaktadır: “Münafıklara sabah ve yatsı namazından daha ağır gelen hiçbir namaz yoktur. İnsanlar bu iki namazda ne kadar çok ecir ve sevap olduğunu bilselerdi, emekleyerek de olsa cemaate gelirlerdi.” (Buhârî, Mevâkît, 20) Ayrıca Peygamberimiz (s.a.s.) Medine döneminde kızı Fatıma ile damadı Ali’nin evlerine her gün sabah namazına kalktığı zaman uğrayıp onları namaza kaldırırdı.

Editör: Mehmet Çalışkan