Kadın ile cami arasındaki ilişki Medine Mescidi’nde başlamıştır. Peygamberlerini görerek örnek alabilmeyi, konuşmalarını dinleyerek dini öğrenebilmeyi, O’na sorular sorup hediyeler sunabilmeyi ve arkasında saf tutup ibadetin lezzetine ermeyi dileyen kadınlar, Mescid-i Nebevî’nin daimî cemaati arasındaki yerlerini almışlardı. O’nun tebliği, cinsiyet gözetmeksizin toplumun bütün bireylerini muhatap alıyor, dolayısıyla tebliğin vazgeçilmez mekânı olan mescit herkesi kucaklıyordu.

Müslüman toplumun bütün fertlerini mescid kucaklar, onların sorunlarına çözüm yeri olurdu. Peygamber Efendimiz orada cemaate imamlık yapar, kendisine danışmaya gelenleri dinler, davalara dair kararlar verir, resmî heyetleri kabul eder, çocuklara isim koyup dua eder, şehrin sorunları hakkında konuşmalar yapardı. Dolayısıyla Peygamberimiz (s.a.s.), kadınları sadece ibadete teşvik değil, sosyal hayatın içinde olmaya da davet ediyordu. Hanımlar da bu davete en güzel şekliyle icabet ediyor, mescidin müdavimleri arasında yer alıyorlar, toplum içinde etkin bir biçimde yer alıyorlardı.

Editör: Mehmet Çalışkan