Mekke ve Medine, Müslümanlar için yeryüzünün en mukaddes beldeleridir. Haremeyn diye isimlendirilen bu iki muazzez belde hemen her asırda Müslüman devletlerin hizmet yarışına sahne olmuştur. Mısır’ın fethiyle Haremeyn Osmanlı idaresine intikal ettiğinde Yavuz Sultan Selim Hadim-i Haremeyn-i Şerifeyn yani Mekke ve Medine’nin hizmetkârı sıfatını kendisine layık görmüştü. Osmanlı hanedanı o mukaddes beldelerin ahalisini kendi mallarında hissedar kılmış, buralara düzenli olarak “Surre” ismiyle bilinen hediyeler göndermişlerdir. Bu beldelere hizmet edebilme düşüncesiyle vakıflar kurulmuş ve hizmetler çoğunlukla vakıflar yoluyla yerine getirilmiştir. “Haremeyn Vakıfları” adı verilen bu vakıflarla Mekke ve Medine’deki cami personeline, diğer görevlilere, Mekke Şerifine maaşlar tahsis edilmiş, fakirlere ödenek ayrılmıştır. Hac bölgeleri ve bu bölgelere uzanan yollarda sadece idarî tedbirler almakla yetinilmemiş, Arâzî Vakıfları, Hac Yolu Vakıfları, Eğitim Vakıfları, Su Vakıfları gibi vakıflar marifetiyle kalıcı çözümler bulunmaya çalışılmıştır. Bu vakıflar arasında konaklama mekânlarının yapımı, ulaşımda kullanılan deve ve su tedariki için kurulanlar da vardır.

Editör: Mehmet Çalışkan