Davranışlara anlam katan, onları Allah katında değerli kılan niyetlerdir. Niyetler, amellerin ruhudur. Niyetler, amellere açılan kapılardır ve ancak niyet hayır olduğunda akıbet hayır olabilir. Niyetlerin temizliği, arınmışlığı ve halis oluşu kadar amellerimiz ihlaslı sayılabilir. Bu yüzden Rabbimiz, ancak samimi bir şekilde ve kendi rızası gözetilerek yapılan amelleri kabul eder. Dini yalnız Allah’a has kıldığımızda, Rabbimize karşı samimi bir kulluk sergilediğimizde davranışlarımız O’nun için bir değer arz eder. Niyetlerimizde rıza-yı Hakk’ı gözetmediğimizde ise salih amellerden söz edilemez. Bu durumda, ruhumuzun miracına sebep olması gereken namazlarımız, bizleri kötülüklerden alıkoyamaz. Oruçlarımız, artık bizim için bir kalkan değildir, sadece açlık ve susuzluktan ibarettir. Kurbanlarımız Rabbimize kurbiyete vesile olamaz, elimizde kalan sadece onların etleri ve kanlarıdır… Uzaklarda bir yerlerde boynu bükük bir hâlde ihlas bizi bekliyor. Sahi riyadan, kibirden, ikiyüzlülükten uzaklaşıp samimiyetin kapısını ne zaman çalacağız?

SÖZÜN ÖZÜ

Dahiliğin ne memleketi ne asrı olur; her yer ve zaman onundur.

Cenap Şahabettin

Cömertlik, verebileceğinden fazlasını vermendir. Gurur, muhtaç olduğundan azını alman.

Halil Cibran

Editör: Mehmet Çalışkan